Heykeltraş, Dinçer Güngörür Röportajı


Dinçer Güngörür; farklı insan figürlerinden yola çıkarak, bireysel farklılıklarımızla birlikte toplumsal zenginliğimize dikkat çektiği “Ben, Sen, O Heykel Sergisi” ve sanat yaşamı hakkında ki sorularımızı okuyucularımız için yanıtladı. 

İnsana, hayata ve heykele dair gerçekleştirdiğimiz  röportajımızdan keyif alacağınızı düşünüyorum .

İnsanda bir sanat eseridir. Sevgi, emek, erdem gibi temaları işlemek değerlidir. Böylelikle insan, sanat aracılığıyla  daha fazla değerlenir. Siz sanatınızı ne ile yoğuruyorsunuz? Sanatçı olarak, heykel çözümlemelerinde figüratif anlayışı benimsediğiniz doğru mu?

Son dönem çalışmalarım, ağırlıklı olarak figüratif olsa da çok sayıda soyut heykelim bulunmaktadır. Bu sergide de on’a yakın soyut eser bulunmakta.

Sanat; her zaman hayatın mutlu anlarını ve olumlu duygularını konu alarak ilerlemez. Hepimizi şekillendiren ve olgunlaştıran yaşamın tüm gerçekliğini kapsar. Eserlerimde amacım, kimseye ders vermek değil, beni belirleyen deneyimlerimi üç boyutlu formlar halinde insanlarla paylaşmak. İnsan, kendiyle, yalnızlıkla, iletişimsizlikle, kalabalıkla, zamanla, yabancılaşmayla, maddi dünyayla ve sosyal bir varlık olmak zorunda oluşuyla her an sınanıyor. Sonuçlar ve hep yeni sorular birbirini takip ediyor.

Heykel sanatı aynı zamanda formların çözümlenişi, ışık ve gölge dengesi, malzemenin alternatifleri ve uzamda yer alışı gibi belirleyicileriyle estetik bütünlük oluşturmak adına başka bir süreç. Sadece düşünce ve duygular belirlemiyor eserin varlığını.

Serginin ismiyle başlayalım istiyorum, “Ben, Sen, O” kulağa oldukça kuşatıcı ve kapsayıcı geliyor…Peki sergi ismine nasıl karar verdiniz? 

Bir insan olarak öncelikle kendi varlığım ile mücadelem bu serginin Ben’ini belirliyor. Kendime dair sorduğum yada da yanıtladığım tüm cümleler. Bir insan olarak tamamlandığım, kendimi tanıdığım ve izleyici olarak bir “Sen”var olmazsa olmaz. Biz olma çabası ile yola çıkıldığında karşımızda duran ve biz olmamızın altını çizen bir “O” var.

Diğerleri.. Ben, sen, o.. insan olma hali. Aynı zamanda insan için geçerli herşey hepimize has!

Sizce, toplumların gelişmişlik düzeyi ile sanat arasında nasıl bir ilişki var?

Olumlu bir bağlantı var. Toplumları bilim ve sanat geliştirir. Aksi düşünülemez.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Nasıl bir ortamda yetiştiniz, nerede büyüdünüz?

Sizce ideal bir sanatçı olabilmenin olmazsa olmaz kuralları var mıdır?

1977 Adana doğumluyum. Kimya Mühendisi olan babamın çalışma şartları nedeniyle muhtelif şehirlerde ikamet ettik. İlk okul çağına geldiğimde İstanbul’ daki evimize dönüş yaptık.Yaşamımın büyük bölümünü İstanbul da geçirdim. Arada;1996 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümünü kazandım.Mezun olduktan sonra yüksek lisansa başladım ama devam etmeyip İstanbul’a dönerek kendi atölyemi kurdum ve tam zamanlı olarak heykel çalışmalarıma başladım.

Dedem ve babaannem cumhuriyet tarihinin ilk öğretmenlerindendi. Evimizde kitaplar, sanat eserleri vardı. Bilim ve sanatın önemini bilen bir ailede büyüme şansım oldu. Küçük yaşlardan itibaren, müzeler, tiyatrolar ve kitaplar hayatımızın içindeydi. İlk gençlik yıllarımda ailede büyük kuzenlerden birisi güzel sanatlar mezunu olarak bir seramik sanatçısı ve atölye sahibiydi. Can Yumru adındaki bu büyüğüm sayesinde plastik sanatlarla yakından tanışmış oldum. Onun atölyesinde yıllarım geçti. Karakalem ile başlayan temel eğitimler, sanat üzerine okuduğum kitaplar ve sanat üzerine tartışmalarla o yıllarda sanat eğitimimin temelleri atıldı.

Sorunuzun devamına gelirsek; Sanat ile ilgili kesin bir formül veremem ama düzenli çalışmanın ve yaşamanın önemine çok inanırım.

Heykel sanatçısı olmanın, sizi besleyen  tarafları nelerdir? 

Heykel benim hayatım. Her an düşünen, üreten, yeni fikirler yaratıp durmaksızın kendini geliştirdiğin bir yaşam şekli. Bu sizi; hem şanslı hissettiren, hem her gününüzü anlamlandıran hem de ayrıcalıklı hissettiren müthiş bir tatmin. Mücadeleci bir ruha sahip olmadan,gerekli özveriyi göstermeden size açılmayan zor bir kapıdır bir yanıyla.

Hiç mesleğinize dair pes ettiğiniz ve sizi zorlayan, bir dönem oldu mu?

Hiç pes etmedim ama zorlandığım oldu. Bu mesleğin özünde vardır. Bunu yaşamayan sanatçı olduğunu da düşünmüyorum. Ama her seferinde zihnimdeki sesleri susturup çalışmaya devam ettim.

Anadolu’daki, sanatçı olmaya aday yeteneklere neler  öneriyorsunuz?

Daha önce de belirttiğim gibi sürekli çalışmalarını ve akıllarına geleni cesaretle denemelerini öneririm.

Topluma ve bilinçlere kattığınız “yeni sanat eserlerinizi ve sergi haberlerinizi”  beklemekteyiz. Röportajı sonlandırmadan önce son olarak, serginizi ziyaret edebileceğimiz mekan ve tarihler hakkında, sanat severler için bilgi verir misiniz? 

16. Kişisel sergim olan “Ben, Sen, O” adlı Heykel Sergisi; “Üsküdar Nevmekan Sahil, Nev Galeri de, 8 Ocak- 6 Şubat 2020” tarihleri arasında her gün ziyaret edilebilir.

The following two tabs change content below.
Sanat Tasarım Fakültesi bölümü mezunu köşe yazarımız, özel bir vakıf üniversitesinde mentör eğitimci olarak görev yapmaktadır. Tarih alanında yüksek lisansını tamamlayan yazarımız, kültür sanat alanında farklı platformlarda, popüler düzeyde yayınlar hazırlamaktadır. "Mecmua İstanbul ve Cemiyet Sanat Dergi" genel yayın yönetmenidir.

Son Yazıları Tülay Çağlar Kadı (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.