Mekanın Sahibi Galata Kulesi

Mekanın Sahibi, “Galata Kulesi”

Gençlik zamanlarından kalma hikayeleri anlatıp çevresine insanları toplayan karizmatik kişiler olur ya hani…

Galata Kulesi de öyle işte.

Sarsılmaz bir otoritesi vardır, bu yapının adeta.

500lü yıllardan beri defalarca yıkılsa da, yıpransa da her seferinde tekrar kalkmış ayağa.

Her seferin de bir başkası sahip çıkmış…

Mekanın sahibiymiş adeta. Yıllarca gelip geçen kavimler olmuş çevresinde.

Her seferinde farklı bir amaca hizmet etmiş.

Kimi zaman gemilere fener olmuş, kimi zaman rasathane. Şimdilerde ise müzeye dönüştürülmüş.

İstanbul’daki saraylar veya iş hanları önem değişimine uğramış zaman içerisinde.

Fakat bu kule öylesine cezbediyor ki insanı kendisine sanki zamanla daha da değerine değer katmış gibi…

İnsanlar tarih boyunca sürekli gelişmişler, böylece de sürekli değişmişlerdir.

Tabi bu gelişimi çevrelerine de yansıtmışlardır.

İnsanlık olarak önem verdiğimiz konular değiştikçe, mekanlara verdiğimiz önem de zamanla değişmiştir.

Söz konusu İstanbul olunca da sarayların bile öneminin değiştiği bir şehirden bahsediyoruz. Ancak bu şehirde öyle bir yapı var ki!

Onun neden değiştiğini veya nasıl geliştiğini anlasak dahi öneminin asla yitmediğini fark ediyoruz. Galata Kulesi…

Hangi sokaktan bakarsanız bakın ona tüm yeni nesil mimarilerin gözünüzde kaybolduğunu göreceksiniz.

Hatta Kulenin güzelliğini idrak etmek için kıta değiştirseniz dahi yine de her bakışınızda kulenin sizi yine de nasıl cezbettiğini fark edeceksiniz.

500lü yıllardan beri varlığını sürdürdüğü için olsa gerek hakkında onlarca efsane çıkmıştır.

Onu görmeye gelenler arasında hayatına nokta koymaya gelenler de olsa, muradına varmak için gelenler de olmuş. İsmi ona hayran olup her sahiplenmek isteyenle birlikte tekrar tekrar değişmiş.

Böylece asıl isminin nereden geldiği bir muamma haline gelmiştir.

Efsanelere göre bu yaşlı amcanın bir de sevgilisi var.

O da en az Galata kulesi kadar meşhur,

Kız Kulesi…

“Galata Kulesi”

Murphy Kanunları gibi, Galata Kule’ sinin kendi kanunları var. Mesela onu nasıl bir fotoğraf karesine sığdırırsanız sığdırın o hep guzel bir poz verecektir size.

Yanı başında ki binanın 20. Yuzyılda ki tasarım anlayışıyla yapılması önemli değil.

Yine de bir sekilde uyumu yakalıyor Galata kulesi hemde her seferinde.

Makalenin başında bahsettigim konu da böyle aslında. Devletler de değişse, insanlik da gelişse o hep mekanın sahibi olarak kalmış burada bizlerle.

Bu da bir başka kanunu sanki kulenin. Insanlar tasarım yaparken ne kadar detaylı sekilde binayı inşa ederse, bina o kadar güzel hale gelir normalde.

Ancak islenmemiş taşlarla yapılan bu yapı, sanki tüm bildiklerimizin aksine yanıbaşında ki tüm o daha detaylı herseyden daha da etkileyici.

İçine girip, tepesine çıkacak olsanız ve bir yandan Haliç’e bir yandan Boğaza bakacak dahi olsanız yine de aklınızda ki en çok ses getirecek şey

“Galata Kulesinde” oldugunuz olacaktir.

Hatta..! 

Siz bu yazıyı İstanbul’ dan kilometrelerce uzaklarda dahi okuyor olsanız bile gözünüzde onu bir kere canlandırdığınızda, o asla  kolay kolay silinmeyecektir.

Çünkü o, mekanın sahibi

İstanbul’ da hersey değişecek olsa bile, onun güzelliği hep sabit kalacaktır.

Modern mimari anlayışı değişse bile, o yine çevresine birilerini toplayıp, insanlarla efsanelerini paylaşacaktır.

Arch. / Mimar YAVUZ SELİM ÇAĞLAR

The following two tabs change content below.
İç Mimar “Yavuz Selim Çağlar” İstanbul doğumludur. Öğrenimini İstanbul’ da tamamlarken Lisans eğitiminin bir bölümünü “Almanya’ da, Architecture, Design & Construction” olarak devam etti. ABD’de ”Mimarlık” workshoplarına katılırken yeni projelerini, hayata geçirme fırsatını yakaladı. Dubai, Kuveyt, Kiev, Berlin, New York gibi birçok şehir ve ülkede “otel - restaurant - yaşam alanı” projeleri hazırlamıştır. https://www.behance.net/caglaryavu4811

Son Yazıları Yavuz Selim Çağlar (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.