Kapadokya Medeniyetler Şehri

Kapadokya Medeniyetler Şehri

Kapadokya medeniyetler şehri aslında tam bir medeniyetler geçididir.

İç Anadolu’da Antik Çağdan bu yana var olan bu bölge tarihiyle, güzellikleriyle farklı bir dünyalara bambaşka bir seyir niteliğindedir. Adeta milyonlarca yıla yayılan yağan yağmurlar ve rüzgarların aşındırmasıyla bugünkü şeklini almış.

Doğanın emeği, bölgeyi adeta bir sanat eseri gibi peri bacalarıyla işlemiştir. Paleolitik dönemden sonra volkan patlamalarının uzun süre insan yerleşimini engellediği düşünülmektedir.

Kapadokya Tarih Geçidi

Kapadokya Tarihi Ve Medeniyetler Şehri, tarih içerisinde çeşitli devlet, toplum ve önemli kişilerin adlarıyla anılan dönemler yaşamıştır.

Kapadokya Bölgesi’nin tarihi M.Ö. 3000’ler de yaşamış Asur ticaret kolonileri ve Hititlere kadar gitmektedir. Asurlulardan sonra Avrupa’dan gelen Hititler girmiştir Kapadokya tarihine.

Kocaman bir imparatorluk haline dönüşen Hititlerin başkenti Hattuşaş, önemli şehri Alacahöyük olmuştur. Kapadokya bölgesinde hemen hemen her yere izlerini bıraktıkları söylenebilir.

Eşsiz medeniyet izleri arayanlardansanız, Kapadokya gezilecek yerler arasında ilk sırada yer alıyor!

60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bu tarihi bölge, günümüz insanı için oldukça sıra dışı sayılabilir.

Kapadokya; oldukça ilginç jeolojik yapısının yanı sıra peri bacaları, oyma restoranları, rehberlerin eşliğinde dinlenen tarihi hikayeleri, Avanos çömlekleri, kış ayında görülmesi gereken donan nehri, vadide bulunan mağaralara oyulmuş kiliseleri hatta bizlere yüzyıllar öncesinde “merhaba” diyen freskler ve çizimleri ile insanın içini adeta yaşama sevinciyle doldurur.

Karpatuka Nedir?

Yaygın inancın aksine, “Kapadokya” sözcüğü Yunanca olmayıp Kelime kökü Persler’in bölgeye verdiği ve güzel atlar ülkesi anlamındaki “Karpatuka” kelimesinden gelir yani bir diğer deyişle ’’kappa tuchia” dan gelir.

Eski çağlarda bölgede “kalifiye güzel atların” yetiştirilmiş olması bölgeye bu isimin verilmesine neden olmuştur.

Kim bilir?

Belki de çoğumuz için nice enteresan peri bacasına ev sahipliği yapan muhteşem Kapadokya’ da sürekli yaşamayı hayal edebilmek mümkün olmasa bile yinede kısa süreli seyahat eşliğinde kafa dinleyip gezilecek  yerler listesinde daima ilk sıralarda yer alır…

Kapadokya tarihi denince akıllara gelen şüphesiz bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle eşi benzerine rastlanmayan “peri bacaları” ve hayret uyandıran mimari biçimidir.

Bu taş yöre, volkanik yapısından dolayı oldukça sıcak olduğu halde sonrasında ise oldukça yumuşak olduğu için kolaylıkla işlenebilen,  sertleşerek çok dayanaklı malzeme halen yapısal malzeme ile bütünleşmiştir.

Hasan Dağı aktif olması sebebiyle püskürten lavlar, Kapadokya’nın temelleri oluşmuştur ancak yinede günümüz insanı için bambaşka bir dünya olan “Kapadokya” tarihi dokusu ve doğal örgüsüyle sanki başka bir gezegende seyahat ediyor hissini, yaşatmaktadır insanoğluna…

Bir zamanlar ticaret dünyasının buluşma noktası olan “Kapadokya” geçmişten günümüze sürekli gelişerek farklı bir buluşma noktası haline gelmiştir.

Öyle ki bir zamanlar seyyahları, kervanları, tüccarları ve yolcuları misafir ederken şimdi ise geçmişin izini süren günümüz insanını misafir ediyor topraklarında.

Kapadokya Tarihi Dönem

Pers Dönemi”ndeki “Kral Yolu’’nun” ayrıca Selçuklu Dönemi”ndeki tarihi “İpek Yolunun” bu bölgeden geçmiş olması, bu tarihi alanın insanoğlu için ne denli önemli bir coğrafya olduğunun en  güzel örneğidir.

Kapadokya Bölgesi’nin tarihi M.Ö. 3000’lerde yaşamış Asur ticaret kolonileri ve Hititlere kadar gitmektedir aslında

Kapadokya Bölgesi’ni 3 dönemde incelemek mümkündür. Birinci dönem antik dönemlerdir. İkinci dönem Roma ve Bizans dönemleri ve son dönem Türk dönemidir.

Sofistike Kapadokya

Kapadokya’ da akıllardan çıkmayacak bir diğer olgu ise oldukça sofistike olan, yer altı şehir planlaması ve henüz turizme açılmamış ancak sadece yerlilerin bildiği geçitlerdir.

Eski tarihi boyunca, saldıralara maruz kalan “Kapadokya’ da” savunma amaçlı birçok yeraltı şehirleri kurulmuştur.

36 tanesi gün yüzüne çıkarılmış olsa da aslında yerin altında 150-120 kadar daha yeraltı şehri olduğu, iddialar arasındadır.

Toprak altında oluşturulan günümüzde hayli ilginç olan “yer altı şehirlerinde” yaşam alanları, mutfaklar, kilerler, ibadet yerleri, şıra haneler ve ahırlar mevcuttur.

Ayrıca su kuyuları ve havalandırma bacaları da, yeraltı şehirlerinin vazgeçilmezlerindendir.

Seyahat ederken görebileceğiniz akıl hastanesi, havalandırma, sulama, ısınma, kanalizasyon sistemleri, hatta tarihi kiliseler dahi “Kapadokya yer altı şehirlerinde” mevcuttur.

Bölge el sanatları ile adını duyurmayı başarmış meşhur tarihi alanları arasındadır. Hititler’den itibaren günümüze kadar devam eden çömlek yapımı bölgenin en önemli kültürel değerlerindendir.

Avanos’un dağlarından ve Kızılırmak’ın eski yataklarından toplanan yumuşak ve yağlı kil topraklar elenip yoğrularak çamur haline getiriliyor.

Çömlek yapılırken, gereken malzeme önce güneşte daha sonra gölgede kurutularak saman ve talaşla yakılan fırında 800-1200 derecede pişirilmesi ile elde ediliyor.

Senenin farklı zamanlarında, birçok kültür ve sanat festivaline ev sahipliği yapan “Kapadokya’ da” yoğun ilgi gören etkinliklerini desteklemeyi unutmayınız.

Yeni bir yazı da görüşene dek, hoşçakalınız!

 

The following two tabs change content below.

Tülay Çağlar Kadı

Sanat Tasarım Fakültesi- İletişim Sanatları bölümü mezunu köşe yazarımız, Tarih öğrencisi olarak akademik yaşamına devam etmektedir. Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra editör olan yazarımız, “Arkeoloji -Sanat -Tarih” alanında, akademik ve popüler düzeyde yıllardır proje ve makale yazıları hazırlamaktadır. Tülay Çağlar Kadı
BU SAYFAYI PAYLAŞ

YORUM YAZ