Bu denli çaresiz bir kabusa uyandığımı hatırlamıyorum

Bu denli çaresiz bir kabusa uyandığımı hatırlamıyorum…

Şubat soğuğunun üzerine bir de. doğa olayının felakete döndüğü bir korku sarmalının içinde bulduk kendimizi.

O depremi Bölgede  yaşayan biri olarak izlenimlerimi, yaşadıklarımı ve bölgede neler yaptığıma değinmek isterim…
Depremin ilk anında duvarlardan gelen sesler, çocuk ağlamaları ve çığlıklar içinde kendimizi dışarı attık. Yaşadığımız korkunç olayın şokundayken bir yandan da depremin nerede gerçekleştiğini, neler olduğunu merak ediyorduk. 

Sabaha uyandığımızda  neler yapacağımızı düşünürken, kimileri evlerine girmişti, kimileri hava çok soğuk olduğu için kapalı ve güvenli bulduğu alanlara gitmişti. Pek çok kişide park, bahçe gibi açık alanları tercih etmişti. Maalesef öğle vakti ikinci kez korkunç bir şekilde sallanmaya başladık. Art arda yaşadığımız depremler hepimizi derinden etkiliyordu. 

Öncelikli ve en büyük ihtiyaç barınma ve gıdaya olan ulaşım çok çok zordu. Bölge genelinde şok etkisi bir yandan artarken özellikle organizasyon ve depremden birinci derece mağdur olan insanlara barınma ve yiyecek konusunda geç kalındığını söylemek yerinde olacaktır. TV ve sosyal mecralardan olan biteni sizlerde az çok görmüşsünüzdür.

Ama şuan ki gözlemlerim inanılmaz bir travma ve eve girmek istemeyen büyük bir kitlenin varlığından söz edebilirim. Bölgenin farklı noktalarında çadırlarda evlerine giremeyen vatandaşlarımızın da KYK yurtlarında barınıyorlar. Temel ihtiyaçlar noktasında şu anda çok büyük bir olumsuzluk yok. Ama gelecek ile ilgili kaygılarda şimdiden gün yüzüne çıkmış olduğunu söyleyebilirim…

 

. Burada dikkatimi çeken önemli detaylar oldu.
En önemlisi çocuklarda gözle görünür olan korku panik haliydi. Kapalı ortamdan kaçma, seslere verilen aşırı tepkiler yani travmalar göze çarpıyordu. Bu yüzden ben de çocuklarla ilgilenmeye ve onları bir nebze olsun içinde oldukları duygu durumlardan uzaklaştırmaya karar verdim.

 

Önce sınırlı bir sayıdaki çocuk ve gençlerle etkinlikler yapmaya başladım.
Tam bu sırada televizyona bakma şansım oldu. Depremin büyüklüğünü ve on ili kapsayan bir yıkım olduğunu işte o an öğrendim, hissettiğim duyguyu sanırım hiç unutamayacağım. 

Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Ben de çocuklarla resim yapmaya devam ettim. Onları bir nebze olsun mutlu görmek hepimize iyi geliyordu.

Çocukların bu hallerini gördükçe daha çok çocuğa ulaşmam gerektiğini düşündüm ve bu dayanışmaya katkıda bulunmak isteyen herkesi bize destek olmaları için sosyal medya hesaplarımdan çağrıda bulundum. 

İsimlerini burada sayamayacağım pek çok kişi de bize destek elini uzattı. Hepsine ayrı ayrı minnettarım, minnettarız…

İlk yaptığımız etkinlik, barınma alanlarında ki çocuklarla oldu. Yüzlerce çocuğa birkaç çocuk psikoloğu eşliğinde etkinliklere başladık. 
Gönlü sanattan, umuttan geçen herkesi alanda görünce yaptığımız çalışmanın büyüklüğünü de görmüş olduk. Hastane ve çadır kentlerde devam eden çalışmalarımız.. resim psikososyal etkinlikler böylelikle il geneline yayılmış oldu.
Diyarbakır, Gaziantep, Adana ve sırasıyla diğer illerde de çalışmalarımız devam edecek. Geleceğimiz olan çocuklar için dahasını yapmak adına yüksek bir motivasyon sürecine girmiş olduk.
Resmin  iyileştirici gücüne olan inancımı hep diri tuttum. Şu an alana çıktığımızda artık çocuk psikoloğu, hemşire, doktor ve özel eğitim öğretmenleriyle beraber etkinliklerimizi gerçekleştirmiş oluyoruz.
Maalesef bazı olumsuz deneyimleri de alanda gördüm. Açlıkla ,susuzlukla, doğal olarak moral bozukluğuyla insanlar ihtiyaçlarını erteleyebiliyor. Ama travma ve korkular çocuklarda maalesef kalıcı hale geliyor ve ertelenmesi farklı sonuçlar doğuruyor.

Bunların üstesinden gelmek,  derman olmak için günlerdir çocuklar ile beraber sahadayım.

Yirmi günü aşkın bir zaman geçti aradan. Çadırlar, hastaneler, KYK yurtları ve son olarak okullarda etkinlikler yapmaya devam ediyorum.

ilk günlere oranla daha temkinliler. Okullarından çok uzun zamandır ayrı kalmalarıda elbette durumu daha da zorlu bir süreç haline getirmiş oluyor. En büyük kaygım travma süreçlerinin çok uzun sürecek olması.


Bu hafta  ise otizm ve dowm sendromlu çocuklar ile bir etkinlik yapmayı planlıyorum..
Yaşanılan korkunç felaketin sendromlarını hafifletmek isteyen, sanat camiasını özellikle sahaya davet ediyorum.
Biliyorum deprem bölgelerine yardım eden yüzbinlerce gönüllü oldu. Tırlar bölgeye adeta aktı. Ama unutulmaması gereken bir konu var. O da devamlılık…

Bu çok derin sosyal olayları beraberinde getirecektir. Kentlerin inşaa edilmesi ile kalıcı konutlara yerleşseler dahi, bu bölgelerde hayatın devam edebilmesi için bir sermaye bir iş koluna ihtiyacın da barınmak kadar elzem olduğudur. 

Çocukların yaşadığı ruhsal yara ve travma süreçlerini azaltma noktasından bir çok projede yer alacak, katkı sağlayacak herkesi alanda görmeyi umut ediyorum.

Hayatın gerçekleri ile yüzleşmek ne kadar ağır olsa da, beklemek yerine yaralarımızı bir an evvel sarıp, umudumuz olan çocuklarımızı geleceğe hazırlamamız gerekiyor. Bu yüzden bize destek olmak isteyen herkesin @san_artt instagram hesabımızdan bana ulaşmalarını talep ediyorum…

 

The following two tabs change content below.
Vahap AYDOĞAN İlk ve orta öğrenimi Mardin yaptım. Diyarbakır Fatih Lisesinden mezun oldum. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden mezun olduktan sonra profesyonel olarak , Avrupa Avusturalya ve Amerika’ da sürreal biyografileri tuvale aktararak hem görsel hem de plastik sanatlar alanında eserler verdim. Türkiye’nin bir çok yerinde Karma ve kişisel sergiler açtım. Kültür sanat alanı ve birçok platformda farklı alanlarda yayınlar yapmaktayım. Son beş yıldır sadece kişiye özel tasarımlar yaparak eserelerimi dijital platformlarda @san_artt ismiyle yayınlıyorum… Özgün ve kendi ürettiğim biyografi temelli eserlerde insanın duygu dünyasını odak alan çalışmalar yaparak kişi ile tablo arasında bir köprü görevi görüyor, doğumun var olduğu her süreçte, ölümün de bir hakikat olduğu ve bu yolculukta insanların yaşamlarında topladığı anılarını, aşklarını, nefretlerini, acı hatıralarını ve aynı zamanda sevgiyi ve umudu da bir karede inşa etmeye devam ediyorum.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.