GAVUR MAHALLESİ, BAVUL, SANDAL

GAVUR MAHALLESİ, BAVUL, SANDAL VS.

Turhan KA.

Ahmet Güneştekin’ in İzmir de açılan Gavur Mahallesi sergisinin açılışına gittim çok kalabalıktı, o yüzden sergiyi rahatça gezemedim tekrar gidip izleyeceğim. Sonraki günlerde birkaç kere gidip İzmir fuar alanı içindeki sergiyi izledim.

Güneştekin’i yaklaşık 20 yıldır falan tanıyorum 2003 de İstanbul AKM’deki ilk sergisinden bu yana da izliyorum, özellikle 2015 den sonra çok büyük boyutlu işler yapıyor ama öyle böyle büyük değil. Contemporary İstanbul daki çok büyük boyutlu Ölümsüzlük odası işlerinden bu yana da yurt içi, yurt dışı epey sahne alıyor ama ne hikmetse yaptığı her iş daha önce benzerleri yapılmış, Ölümsüzlük odası da öyleydi, diğerleri de…

Güneştekin ne yapıyor 5 metre yapılmış işi biraz değiştirip 15 metre yapıyor. Ölümsüzlük odası o zaman Murat Ülker sponsorluğunda yapılmış 1 milyon dolara mal olduğu söylenmişti ve çok büyük boyutları nedeniyle açık alanda sergilenmişti.

Şimdi İzmir’deki Gavur Mahallesi sergisinde yine her şey çok büyük 750 ton mermer kullanılmış 28 tır taşımış mermerleri, kurulması falan baya bir iş yani. Bir sanatçıya mübadele, göçmen, mülteci konuları ile ilgili bir iş yap deseniz… ilk kullanacağı nesneler valiz, sandal, bot, mülteci eşyaları olur. Yani bu sergide kullanılan eski bavul sandal, lastik ayakkabılar vs. çokta ooooo…  nasıl akıl etmiş bunu denecek şeyler değil, konu her şeyin devasa boyutlarda olması. Düşünce olarak abartılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum, ama yapma noktasında herkes bu desteği bulabilir mi acaba ?

İçerideki yönlendirme levhaları ile yapılmış enstalasyon fazla abartılı, yani bu kadar büyük olmasa anlamını yitirecek mi, biraz fazla gösteri gibi. Bu çalışma bana Hüseyin Bahri Alptekin’in Newyork Museum Of Modern Art daimi koleksiyonuna kabul edilen H- Fact: Hospilaty- Hostility isimli eserini hatırlattı. Eski lastik ayakkabılar ile yapılan enstalasyon ise belli bir miktarda lastik ayakkabı ile olur mu olur, bir kaç kasa vs. burada neredeyse bir kamyon lastik ayakkabı var. Açık alandaki mermer kaideli ve bavullu enstalasyon için 750 ton mermer kullanılmış neredeyse bir futbol sahası büyüklüğünde, mermerleri 28 tır getirmiş şimdi basketbol sahası kadar olsaydı bu konunun ana fikrini yine verirdi, ama yok ille çok büyük ve abartılı olmalı.

Kısacası bu konu ile ilgili bavul, sandal büyük mermer taşlar vs. yani bu düşünce çok da abartılacak bir şey değil asıl sorun bu büyüklükte işleri yapmak için gereken destek yoksa bunları düşünmek çok önemli değil. 750 ton mermer 28 tır ile gelmiş daha gerisi var içeride dip salonda yönlendirme levhaları ile yapılmış devasa bir enstalasyon var o kadar büyük ki anlatamam yani o iş daha küçük bir ölçüde olsa daha kolay izlenir gibi. Böyle olunca sanat ile ilgisi olmayan insanları hayrete düşürüp vayy be dedirtebilir. Her şey çok büyük ve abartılı, yani izlenen her şey sizi düşünmekten alıkoyuyor ve büyüklüğü ile etkiliyor. Sandal içindeki valizler ile ilgili olanın benzerinin yıllar önce yapıldığı söyleniyor. Güneş Tekin’in işleri izleyiciyi devasa boyutları ile şaşırtıyor.

”Bu sergide sunulan konu ile ilişkili nesneler daha önce de kullanıldı ve halen sergilenmekte. 2.Dünya savaşının en belirgin acılarını simgeleyen Auschwitz toplama kamplarında halen sergilenen ayakkabı ve diğer nesneler, valizler ABD New York limaninda göçmenlerin karantinaya alındığı Ellis adasinda ki bavul yığınları ve eşyalar halen sergilenmekte.

Bu sergilemeyi yapanlar ve sanatçısı insanların tarihi bilmediklerini düşünmekle hataya düşüyorlar.

Serginin işleri devasa olduğu gibi afişleri de öyle, fuar duvarlarındaki afişleri görünce şaşırdım, İzmir’de daha önce böyle büyük afişler görmedim, metrelerce büyüklüğünde afişler, her şey gibi bunlarda büyük çok büyük…

Sanatçı göç olgusu üzerine bir süredir düşünüyorum diyor, bu coğrafyada terör nedeniyle ne göçler oldu bu şimdimi aklınıza geldi. Sergi elde ne var ise sergilenmiş gibi duruyor göçmen valizleri, ayakkabılar, eşyalar Avrupa ve Amerika da zaten sergileniyor burada sanatçının katkısı nedir ?

Sergi anlamından çok her şeyin büyük olması ile insanları etkiliyor, Birde peki mübadelede Anadolu insanının acıları nerede ? ve neden sergide büyük yangına dair hiç bir şey yok, kedi sesleri var ama bu yok, en basiti bir video. Beni en çok şaşırtan valizlerin ve lastiklerin yeni olması oldu, yani o yaşanmışlıklar eksikti.

Dünya sanat tarihinde çok önemli bir yeri olan Mona Liza tablosunun ölçüleri 77 cm x 53 cm…

Turhan KA / 6 KAsım 2022 İzmir

 

 

 

 

 

The following two tabs change content below.
TURHAN KA. Asıl adı Turhan Karayağmurlar, 1959 yılında İnegöl’de doğdu. 1985 yılında İzmir’de reklam sektöründe çalışmaya başladı. 1990 yılında çalıştığı reklam atölyesinde kendi çabasıyla resim yapmaya başladı ve hiç ara vermeden devam ediyor. Resim eğitimi almadı öğrendiği her şeyi çalışarak, araştırarak deneyerek, yaparak öğrendi. 2001 yılından itibaren işlerini Turhan KA. olarak imzalıyor. Dönemsel olarak seriler halinde çalışıyor, son 5 yıldır ağırlıklı olarak 2017 yılında bir tesadüf sonucu atık malzemelerden yapmaya başladığı heykel ve maskları üretiyor. Resme katkısı olduğunu düşündüğü için fotoğraf ile ilgileniyor, özellikle son yıllarda video çekiyor. You tube de kendi işlerinin olduğu bir kanalı var. Mecmua İstanbul haber ve medya sitesinde kendi deneyimlerinden oluşan sanat yazıları yazıyor. Karma ve grup sergilerine katıldı kişisel sergiler açtı. Resmi, özel ve müze koleksiyonlarında eserleri bulunuyor. 2008 yılında gelen bir teklifle İstanbul Sürmeli otel ve Vakıfbank Ayvalık sosyal tesisleri odalarına resimler hazırladı. BRHD üyesi resim ve farklı çalışmalarını İzmir’de sürdürüyor. Her türlü malzemeyi kullanan, bilinen yerleşik kurallardan, sınırlardan hoşlanmayan Turhan KA. kendi sanat anlayışını şöyle tanımlıyor. ''Benim sanatım hiç bilmediğim fakat bulmak için inatla uğraştığım bir yer''

Son Yazıları Turhan KA (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.