Antik Dünyanın Işığı Hypatia

Antik Dünyanın Işığı Hypatia

Hayat, kişinin kendi güçlerini keşfetmesidir. Daha ötelere yolculuk ettikçe daha fazla gerçeği idrak ederiz.

HYPATİA

Güzelliği zekasının önüne geçse de “düşünme hakkını saklı tut” öğretisiyle insanoğlunu “dogmatik fikirlerden uzak kendilerine yakın” olmalarını hatırlatarak yetiştirmeye odaklanmıştır!

Çağının çok ötesinde, düşünce tarihinin ilk bilim kadını Hypatia…

Hypatia’ ya göre “herşey birbiri ile görünmez bağlarla bağlıdır” bu soyut anlayışa rağmen kendi içinde dengeye gelmiş olduğunu, yaşamı boyunca taşıdığı cesaret ve zekasından anlıyoruz.

İnsan ancak kendi korkularına mahkum olur yine kendi cesareti ve zekasıyla, korku hapisanesinden çıkabilirdi. Onun ilham veren cesareti ve güçlü karakteri bizlere insadan geriye kalanın “inanarak korkunun üstüne yürüyerek yola devam etmek” fikridir! 

Ayrıca, cesur insanların da üstesinden gelmeleri gereken korkuları vardır çünkü cesaret korkusuz olmak değil, korkunun üstesinden gelebilmektir.

Hypatia hayatı anlamaya dair büyük adımlar atmıştı çünkü ona göre “bir soru varsa bir cevapta var” demekti! Sarışın, uzun saçlı, beyaz elbiseleri topuklarına kadar uzanan Hypatia, bulunduğu yerden hala bize gülümsemektedir.

Yaşadığı karanlık çağa güneş olan Hypatia

Hypatia, ölümünden bu yana unutulmayan bir isimdir ve adeta efsane haline gelmiştir. Roma’nın yavaş yavaş çökmeye başladığı karmaşık bir dönemde yaşayan İskenderiyeli güzel, bilge ve erdemli Hypatia filozof, matematikçi ve astronomdur.

Hypatia’nın yaşadığı dönemde, İskenderiye Roma’nın bir eyaletiydi. Genel eğitim seviyesi çok düşük olduğu için  o dönemde bilgiye ulaşmak zahmetliydi, mesafeleri aşmak oldukça zordu. Kısacası ortaçağın yaşandığı dönemde, Hypatia, ilimi ve zerafeti dışında güzelliği ile de ünlüdür ancak günümüz insanına miras bıraktığı kendi olmak cesareti, bilime yaptığı katkılarla ışık kaynağı olmuştur.

Tarihin en ünlü kütüphanelerinden biri olan  “İskenderiye Kütüphanesi” oluşumu için dünyanın dört bir yanından kitaplar getirterek, kollektif  bilgi kaynak alanı oluşturmuştur, dönemin şartlarının tüm zorluklarına rağmen…

Hypatia’ nın insanoğluna bıraktığı miras; insanın isterse çok şey yapabileceğine dair cesaret ışığına sahip olmak fikridir. Düşünce ve zekanın cinsiyetsiz olduğu gerçeğini, cesaretinde akıl kadar önemli olduğunu günümüz insanına miras olarak bıraktı. “İnanmadan önce sorgula ve bildiklerinden asla vazgeçme”ideasını günümüz insanına miras bırakarak Hypatia bana göre“tarih boyunca ışık ve ilimi yaymak için gelen insanların, can korkusu ve tehditlere boyun eğerek idealarından vazgeçtikleri gün hayatın onlar için durduğunun” sembolizmi haline gelmiştir.

Aklın herkese verildiğini, düşünme hakkının özgürlüğün tek anahtarı olduğu bir başkasının hükmünde olmamak gerekliliğini, ortaçağda anlaşılmasa bile varoluşsal gerçeklerin muhakkak açığa çıkacağını kanıtlamıştır.

İskenderiye Eklektik Okulu

Hypatia’yı,  Ortaçağ’da ünlü usta Raphael’in en büyük eserlerinden biri olan “Atina Okulu”nda görmekteyiz. İskenderiye’nin en ünlü kütüphanesinin oluşumuna katkıları sonsuzdur. İskenderiye Kütüphanesi aynı zamanda felsefe okulu, müze ve daha da önemlisi “eklektik” olarak adlandırdığımız geniş bir bakış açısına sahip öğretisi ile ünlüydü. İskenderiye eklektik okulunda yeni Plâtoncu geleneği hâkimdi ve bu okul her insan güruhunu kucaklardı öyle ki hangi inanca, felsefi tarza sahip olursa olsun, herkese açıktı.

Farklılıkları, bir çatışma unsuru olarak algılamayı değil çeşitli görünümlerde ki temelleri tek ve aynı kaynağa yönelterek, insanlık tarihinin belleğindeki kadim bilgiyi inisiyeller aracılığıyla filozoflara böylelikle topluma aktarıyorlardı. İskenderiye’de yaşamış Hypatia, Atina’da eğitimini tamamladıktan sonra İskenderiye’ye dönerek okulun başına geçti ve halka açık dersler verdi.

Öğrencilerinden bir kısmı dönemin önemli isimleri arasındadır örneğin İskenderiye valisi Orestes, Piskopos Synesius…  Her iki önemli isimde Hypatia’ ya olan hayranlığını, aşkını ve ilmine duyduğu takdirlerini içeren pek çok mektup yazmıştır hatta bu mektuplar, felsefe tarih kitapları aracılığıyla günümüze kadar ulaşmıştır. 

Agora filminde ise o dönemde bir kadının bilim ve felsefe yi yaşam amacı olarak benimsemiş olmasının, Ortaçağ dönem insanı için ne denli acayip bir durum olarak karşılandığını ve Hypatia’ nın bilim kadını olmasının hikâyesini izliyoruz, filmin geçtiği kadim dönemlere ilgi duyduğumdan, sizlere tavsiye ederim .MS 391 yılında başlayan filmde, İskenderiye şehrinde 3 dine mensup halk bulunuyordur.  Paganlar, Hristiyanlar ve Yahudiler kadar filmde ilgi çeken bir diğer öğe ise dönemin bilim ve felsefe yuvası olan İskenderiye Kütüphanesi altın günlerini yaşamaktadır.

Düşüncenin ve aklın cinsiyeti olmadığını tüm dünyaya ispatlarcasına; zekâsı, kişiliği ve düşünceleriyle tarihe yön verdi. Bütün engellere ve baskılara rağmen bir kadının tek başına bile dünyayı değiştirebileceğini gösterdi, herkese…

“Bağnazlığın masum bir kurbanı; öldürülmesi ise yunan tanrılarıyla beraber, sorgulama özgürlüğünün de ortadan kalkışın bir simgesidir”.

Voltaire

 Hypatia

Hypatia’ nın nasıl öldüğünden özellikle bahsetmek istemedim, merak edin araştırın ve anlayacaksınız ki fanatizmin hatta bağnazlığın her türlüsü, her dönemde insanoğluna zarar veriyor! Sorgulamayan, düşünmeyen kendisine aktarılmış öğretilerin yolundan giden cahilliğin, insanoğluna verdiği hasarı da asla unutmayın…

En çok ta Hypatia’ nın ölüm tehdidiyle yaşadığı halde “her gününü son günü gibi yaşadığını” unutmayınız.

Yeni bir yazı da görüşene dek hoşçakalınız!

TÜLAY ÇAĞLAR KADI

Kaynakça

Orta Çağ Uygarlıklarında Tarih ve Bilim –Hüseyin Gazi Topdemir

TARİHTEN DIŞLANMAK: TARİH YAZIMINDA KADIN ETKİNLİĞİNİN DOLAYLI YOLLARDAN SAPTANMASI ÜZERİNE

 Doç. Dr. Mehtap NASIROĞLU – Social Sciences Studies Journal

The following two tabs change content below.
Sanat Tasarım Fakültesi bölümü mezunu köşe yazarımız, özel bir vakıf üniversitesinde mentör eğitimci olarak görev yapmaktadır. Tarih alanında yüksek lisansını tamamlayan yazarımız, kültür sanat alanında farklı platformlarda, popüler düzeyde yayınlar hazırlamaktadır. "Mecmua İstanbul ve Cemiyet Sanat Dergi" genel yayın yönetmenidir.

Son Yazıları Tülay Çağlar Kadı (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.