İstanbul Gravürleri 2

İstanbul Gravürleri

Kıtaların kültürlerin başkenti İstanbul,  üç imparatorluğa beşik olmuştur. Tarihin her döneminde kültürel aktarım başkenti İstanbul’ a dair kültür sanat haberlerinin yanı sıra özgün yazılarımı oluşturmaya devam ediyorum.

İstanbul gravürleri gerçeklik duygusu ile aslında geçmiş dönemin çekilme imkanı bulunmayan fotoğraflarıdır. Sadece görüneni belgelemez ayrıca kentin ve dönem insanının yaşam biçimlerini, anlayış ve seçimlerini de yansıtır. İlk kez bakılınca günümüz insanına sıradan hatta belki anlamsız gelebilen figürler, gravürler aracılığıyla toplumsal geçişleri yansıtmaktadır.

Teknolojik imkanların az olduğu dönemlerde kent ve kültür hafızasına ilişkin örnekler gravürler aracılığıyla kolaylıkla günümüz insanına dönemin izlerine dair bilgilendirmektedir.

Doğu algısı ile ilerleyen dönemler nedeniyle seyyahlar 16. yüzyıl ve 18.yüzyıl Oryantalist sanat anlayışının izlerini sanat eserlerinde sıklıkla işlemişlerdir.

Avrupalı seyyahların eserlerinde gravürlerin çözümlemeleri “Doğu Algısı” ile yapılabilmektedir. Şehrin 18.yüzyıla dair coğrafi, mimari ve insani manzaraları sayısız ve nitelikli gravür eserin oluşmasına zemin oluşturmuştur…

Gezgin seyyah kimselerin kent hafızasına ilişkin yorumları kadar etkileyici olmakla birlikte dönemin izlerini aynı zamanda deşifre eden resimsel kurgulara sahiptirler.

İzleyicisine sanki gerçekmiş izlenimi veren bu şahane eserler günümüzde yaşayan dönemin izlerini gravürler aracılığıyla şahitlik edenler için dönemin çekilmiş fotoğraflarından çok daha fazlasıdır. Belirttiğim gibi sanki uydurma ve belki belli belirsizmiş gibi resmedilmiş figürler döneme dair deşifre edilmesi gereken ipuçlarını taşımaktadır.

İstanbul’ a dair her sahne, kente dair binalar, yeri şimdilerde hiç bilinmeyen mekan ve toplanma yerleri gravür sanatçısı aracılığıyla anlam dünyası çözülmüş olarak karşımızda belirebilmektedir. Düşünecek olursak dönemin coğrafik, dinsel, sosyolojik ve tarihsel izleri gravür aracılığıyla her şeyin görünenden öte olduğunun bilgisini, ip ucu niteliğinde günümüz insanına hatırlatmaktadır.

 

İstanbula ilişkin gravürler denince akıllar ilk gelen yayınlar;

Mouradgea  d’Ohsson’un  yazdığı  “Tableau  General  de  l’Empire Othoman”, Dimitri Kantemir’in “The History of The Grown and Decay of The Ottoman Empire” ile Türk-Rus Savaşı üzerine ele alınan “Cassell’s İlüstrated History of the Russo-Turkish War” ve “Russes et Turcs: La Guerre d’Orient’tir. “ (Sevim, 1996: 9)

The following two tabs change content below.
Sanat Tasarım Fakültesi bölümü mezunu köşe yazarımız, özel bir vakıf üniversitesinde mentör eğitimci olarak görev yapmaktadır. Tarih alanında yüksek lisansını tamamlayan yazarımız, kültür sanat alanında farklı platformlarda, popüler düzeyde yayınlar hazırlamaktadır. "Mecmua İstanbul ve Cemiyet Sanat Dergi" genel yayın yönetmenidir.

Son Yazıları Tülay Çağlar Kadı (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.