RESSAM MURAT AĞÇİÇEK
Merhaba Sayın Murat Ağçiçek, sanatsever okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?
1965 Refahiye doğumluyum. 1988’de Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümünden mezun olduktan sonra 1991’de Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Anasanat Dalında Yüksek Lisansını tamamladım. 1994-2003 yılları arasında Milli Eğitimde Resim- İş Öğretmenliği, 2003 yılından bu yana Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalında, Öğretim Görevlisi olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.
Sanat hayatımdaki en önemli başlangıç noktası, günümüz genç sanatçıların belki de ismini duymamış oldukları “Maltepe Ressamları” olayı ve topluluğudur. 1985-1988 öğrencilik yıllarında, atölyesinin kapılarını bize açan ve resim yapmanın “bir yaşam tarzı” olduğunu öğreten Ressam Hocam Kasım Koçak ve ressam Yüksel Diyaroğlu olmuştur. Türk Resim sanatında, Maltepe Ressamları Topluluğu 20 yüzyılın son çeyreğindeki en önemli sanat olaylarından biridir bence. Bu topluluğun bir üyesi olarak, binaların altındaki dükkanlarda atölyelerini açıp orada üreten, orada yaşayan, çoğunlukla sosyal içerikli temalarıyla bütünleşen resimleriyle halkla bütünleşen bir ressamlar topluluğu olmuş ve şu an Çağdaş Türk Resim Sanatının önemli aktörleri haline gelmişlerdir.
Ağırlıklı olarak insan figürü, portre, natürmort ve manzara görüntüleri resimlerimin konularını oluşturur. “Düşünceler” serisi olarak adlandırdığım tekli ya da çoklu figürlü resimlerimde, günümüz yaşantısının büyük sorunlarından biri olan insanın kendi mekanındaki yalnızlığını, iletişim-sizliği ana tema olarak resmime girer. İzleyici olarak ta “Köpek” figürü kompozisyonlarımda yerini alır. Filiz Özdem bu figür için kitabında ; “ Murat Ağçiçek’in resimlerinde sıkça görülen hayvan figürü olan köpek, dost eksikliğinin en belirgin simgesi olarak ele alınabilir. Köpek, bir hayvan figürü olarak değil; insanın, insan eksikliğinin ve kendi eksilmesinin kuyusunu dolduran bir “can” ın simgesi, bir yokluğu işaret eden ve dolduran varlık olarak ressamın varlık seferinde yerini alır” şeklinde ifade eder. Özdem, F. Murat Ağçiçek, Maltepe sanat Galerisi 1999
Sanat icra etmek kadar izlemekte, insanı duyguları açığa çıkarıyor, tamamlıyor ve iyileştiriyor!
Siz sergilerinizi ziyarete gelen insanları izlediğinizde neler görüyorsunuz?
Sergilerimi ziyarete gelen sanatsever izleyicilerimle buluşmak gerçekten çok keyifli. İzlenimlerimde genellikle figürlü çalışmalarındaki insanlar ve köpek figürü ilgi alanlarına içine girdiğini gördüm yani resimlerdeki konu ya da temalara yoğunlaşıyorlar. Tabi ki neden “Köpek” sorusu sıklıkla karşıma çıkıyor. Ara sıra geniş açıklamalarda bulunurum ama sıklıkla da “siz ne görüyorsunuz, düşünüyorsunuz ?” sorusunu da sormayı ve yanıtlarından aldığım düşüncelerini çok önemsediğimi de söylemeliyim. Yapıtı estetik ve plastik açıdan değerlendiren izleyici genellikle az.
Sanatı izlemek, kişilerde iz bırakıyor mu sizce de?
Özellikle Plastik (Görsel) Sanatları ele aldığımızda, Paleolotik yani taş çağından bu yana insanoğlu, bir tür iletişim, kendisine fayda getiren bir araç olarak kullana gelmiştir. Avcı toplayıcı küçük topluluklardan, Yunan uygarlıklarındaki “ideal “ biçimlere, Ortaçağ Avrupa sanatında bir tür eğitim aracına dönüşmesi de bu durumun bir göstergesidir. Ayrıca tarih sahnesindeki büyük sanat nesneleri toplumları sarmış, etkisi altına almış ve sürüklemiştir.
Bir sanat nesnesi ( Resim) göründüğünden çok farklı şeyler ifade edebiliyor. Yapıt karşısında uzun süre duran bakan ve gören kişi hep dikkatimi çekmiştir. Resimdeki görsel etkiyi sağlayan çizgiler, biçimler, renkler, dokular… kişiyi hangi dünyalara götürüyor? Resimde olmayan şeyleri kendi dünyasıyla iletişime geçirerek hayal ediyor mu? Resmi, yaşantısıyla, şekiller ve renklerle iletişim kurduğu için mi çok sevdi?
Genelde hangi tür teknik ve temalarda, resimler yapıyorsunuz?
Çalışmalarımda genellikle tuval üzerine yağlı boya tekniğini kullanıyorum. Ön çalışmalarda desen, lekesel çalışmalar, değişik boya araçlarıyla renkli etütler yer alır. Canlı ve psikolojik bir varlık olarak insan ve yok olmaya devam eden doğa. Doğa ve insan ilişkisi.
Türkiye’de resim sanatının, 21. Yüzyıla etkisi hakkında kısa bir değerlendirme yapar mısınız?
Türk Plastik Sanatların, yüzyılımızdaki etkilerini net bir şekilde ifade etmek şu an itibarıyla benim için çok mümkün değil. Teknolojik, dijital gelişmelerin resim sanatı üzerinde bırakmış olduğu olumlu-olumsuz etkileri izlemek gerekir. Yüzyılların biriktirmiş olduğu geleneksel bilgiler teknikler, uygulamalar ve dijital dünya, ikisi arasında nasıl bir köprü kuruyoruz, yeni ve farklı olanı bulmak, var olmak. Resim sanatı, bu aralık arasında nasıl bir yerde konumlanacak, beklemek lazım. Sanırım gençlerde kafalar karışık biraz.
En son düzenlenen serginizden ve eserlerinizden söz eder misiniz?
Kuytu Artline/ Maltepe sanat merkezinde 2020 sonbaharında Pandemi şartları altında açtık. Sergimde, değişik dönemlerden şeçilmiş resimlerimi ve son dönem çalışmalarımdan oluşan orta boy ve küçük boyutlu çalışmalarımı izleyicilerimle buluşturduk.
Geçmiş sergi ve projeleriniz nelerdir?
Yeni bir sergi projesi gündeminizde var mı?
Bu güne kadar 20 Kişisel Resim sergisi, çok sayıda ulusal ve uluslararası yarışmalı ve karma sergilere katılmış olup üç ödülüm bulunmaktadır. 2021 sonbaharında kişisel resim sergisi planlandı.
Bize değerli vaktinizi ayırıp sorularımıza içtenlikle cevaplar verdiğiniz için “Mecmua İstanbul” ekibi olarak çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz mesajınız var mı?
“Mecmua İstanbul” yazı ekibine ben de ilgilerinden dolayı çok teşekkür ederim.
Murat Ağçiçek
Benan Saimolgu
Son Yazıları Benan Saimolgu (tüm yazıları)
- Doğaya Uygun Yaşamak Sergisi - Nisan 16, 2024
- İSTANBUL LALE VAKFI’NDA 3 YENİ SERGİ - Mart 12, 2024
- Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan - Ocak 8, 2024
