Murat Kaya Söyleşi Haberi

Murat Kaya Söyleşi Haberi

Besteci, müzisyen, şair, eğitimci ve sanatçı Murat KAYA ile müzik kariyeri, gelecek planları ve hayatına dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Sizi daha yakından tanımak isteriz, Murat Kaya kimdir? Okurlarımıza kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

Sarıkamışlıyım. İlk orta lise Sarıkamış eğitimim sonrası Erzurum müzik eğitim fakültesi süreciyle başlayan müzik sanat yolculuğum kendi sesimin şarkılarına dek uzandı geldi gidiyor. Başlangıçta çocukken çok şey oyun gibiydi. İnsanların zengin iltifat cümleleriyle sesimi duygularımı taltif etmelerini, beni dinlemelerini seviyordum. Kendimce hoşça vakitler geçiriyordum aslında o zamanlar. Zaman akıştıkça sesimin duygularıma beraberinde yaşamıma anlattığı anlamları keşfedişim tutkudan öte güçlü bir yaşam biçimi haline dönüştü. Şarkı söylemek hele de kendi müziklerinin şarkılarını söylemek duygusu başlı başına sonu olmayan, devamlı ışık veren sonsuz yolculuk gibi. Bana en başından itibaren inanarak emek katan şan hocam tenor sanatçı Sırrı Ali Talay ve sanatçı Esin Afşar’ın vesilesi ile tanıştığım lirik soprano sanatçı hocam; Elvin Bahçeban dan almış olduğum şan dersleri sayesinde halk türküleri, halk şarkıları üzerinden öğrendiğim ses ve nefes teknikleri sayesinde özellikle sahne performanslarında sesimi daha incelikli estetik ve harmonik olarak kullanmayı da pekiştirmiş oldum. Evliyim. Yaşam bana izin verdiğim sürece dünyaya ve ülkeme dair müzik üretmek iştahındayım.

Şarkı bestelemeyi mi yoksa şarkı söylemeyi mi daha çok seviyorsunuz?

Birbirinin olmazsa olmazı diye düşünüyorum. Altı yedi yaşlarımdan beri son derece amatörce şarkı söylerdim. Aldığım müzik sanat eğitim nitelikleri çok şeyde olduğu gibi şarkı söylemek anlamında da kavramları yeniden tanımladığım gizemli verimli ve heyecanlı süreçlerdi. Bu anlamda hala da değişen bir şey yok heyecanlıyım yani hep. Ancak beste/cilik yapmaya üniversite bitimi sonrası başladığımı düşünürsek aslında şarkı söylemek daha ağır basabilir müziğimin varlığı ve sorduğunuz soru açısından. Sonuçta kendi ruh dünyamın eşliğinde ortaya çıkardığım maneviyatın sözlü ya da  sözsüz kendimden çıkan müziklenen hali benimkisi. Nitekim sözsüz müzikler de üretmeyi seviyor benliğim. Günlük yaşamımda kafamın içinde bazen minik minik bazen ölçülerce devam edebilesi uzunca ezgiler çalar söylerim sürekli.

 Müzik kariyeriniz nasıl başladı?

İnsanların büyük dinleyici kitlelerin kendi ürettiğiniz müziğiniz, kendinizi kattığınız müziksel sanatsal  devamlılıklarla bir zaman sonra yaptıklarınızı merak eder hale gelmesi ister istemez sizi yaptıklarınız ya da yapacaklarınızla ilgili olarak kariyer sürecine dönüştürüyor. Benim de öyle oldu. Profesyonel müzik yaşam kariyerim başlangıcı 1980 lerin ünlü türkçe pop müzik gruplarından ‘Beş Yıl Önce Beş Sonra’ grubunun bas gitaristi Mehmet Horoz’un 1997’de demolarımı tesadüfi yollarla dinlemesi sonrası beni telefonla arayarak Taksim Tepebaşı ndaki Sony Music Türkiye plak şirketine görüşmek için davet etmesiyle başladı. 

O süreç oldukça heyecanlıydı. Karmaşıktı. Telaşlıydı. Toydu.

O yılların en popüler ve en önemli müzik isimlerinden biri olan aranjör Osman İşmen’in düzenlemeleri eşliğinde ‘’Yeni Bir Gün Doğuyor’’ isimli  ilk solo albüm eş zamanlı olarak Türkiye ve Avrupa da  acele duygular eşliğinde öyle çıktı. İlk albümde de bestelerim yer almıştı. Dolayısıyla kendi şarkılarımın besteciliği psikolojisi sonraki zamanlarda deneyimlediğim,  üretimler gerçekleştirdiğim, mutlu olduğum yeni bir profesyonel uğraşı alanı da oldu benim için.

Doksanlı yılların ortasında beraber müzik yaptığımız beş kişilik ‘’Kargülü’’ isminde bir müzik grubumuz vardı 2000 li yılların başlarına dek sürdü grup çalışmalarımız. Daha çok otantik anonim türkülerin düzenlemeleri ile kendimizce yeni bir sentez aradığımız keyifli zamanlar geçirdik birlikte. Düzenlemeleri daha çok ben yapıyordum. Sonrasında grup dağılınca Murat Kaya olarak yoluma devam ettim. Bir süre hiç müzik yapmadım diyebilirim. Müzik öğretmenliği ile devam ettim yaşamıma . İlk şiir kitabım ‘’Sevgisizler Günü’’nü çıkardıktan sonra şarkı söylemeyi ve sahneyi özlediğimi fark ettiğim an solo konserler  de peşi sıra geldi . Derken son 6 – 7 yıldır albüm üretim şartları geçmişe göre epeyce zorlaşan müzik sanat üretim dinamiklerinden hareketle tekli ya da single üretimlerle devam ediyor yolculuğum. Nefes almakla eşdeğer sesim, müziğim, şarkılarım nereye ben oraya vaziyetindeyim sizin anlayacağınız.

 Hayatınızda size moral veren veya bütün kılanları bizimle de paylaşır mısınız?

Klasik olacak belki ama ailem ve yakın sevdiklerim güne başlarken, günü bitirirken önem verdiğim yaşam kaynaklarımdan. Size emek veren sizin de emek verdiklerinizle birlikte dirençli yaşam sürmek, onlarla her türlü hayat kaynağı içinde olmak oldukça sevinç katan duygulardan. Diğer türlü müziksel birikimine saygı duyduğum güven duyduğum insanlar da bana moral düşünme odağı. Özellikle müzik üretimlerimle ilgili süreçlerde güven duyduğum sevdiklerime daima danışmayı onlarla fikirleşmeyi seviyorum. Paylaşmayı önemsiyorum.

Dünyada ve ülkemizde yaşanan hızlı değişimler ve yeni bilince geçiş süreci hakkında neleri aktarmak istersiniz? Son tekli single şarkınız Tuzlu Aşk’ın 1 yıllık Dijital izlenme ve dinlenme gelirlerinin yarısını  6 Şubat’ta büyük bir yıkım sonucu deprem yaşamış kimsesiz kalan, okul eğitimi ve psikolojik destek ihtiyacı olan çocuklar için bağışladığınızı biliyoruz. İzlenimlerinizi merak ediyoruz.

Sorunuza cevap vermeye sondan başlayayım dilerseniz. Evet son derece ağır bir yıkım ve acı yaşadı ülkemiz 6 Şubat ağır depremiyle ne yazık ki. 1999 depremini yaşayan ve sahada kurtarma ekipleriyle çalışan birisi olarak söyleyebileceğim ilk şey; Yıkıcı depremler herkesi birebir çok etkiliyor şüphesiz ancak en korunmasız insanlar çocuklar bebekler kadınlar ve yaşlılar oluyor. Dolayısıyla müzik sanat kariyerimde bir sanatçı müzisyen olarak elimden geldiğince çoklarca katkı sunmaya çabaladığım mecralar oldu. Ama sanırım en anlamlısı benim için Tuzlu Aşk single nın gelirlerini bağışlama kararı oldu.

Yurdumuz insanı bu anlamda merhamet duygusu, vicdan duygusu oldukça yüksek örnek yardımlaşmalar içinde 6 Şubat’tan beri. İstedimki bu kez şarkımın gelirleri çocuklara mutlu yaşamaları yolunda bir nebze kaynak olsun. Vesile kısa adı UCIM ( Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Derneği ) ile bu anlamda verimli bir şekilde yollarımız kesişti. Aynı zamanda bir öğretmen oluşum bu acılı yıpratıcı süreçte sözkonusu UCIM derneğiyle  hareket etme kararımda olumlu yönde etkili oldu diyebilirim. İnanıyorum ki biraz da olsun ‘Tuzlu Aşk’ şarkım çocuklara faydalı olacak.

Diğer sorunuza gelince; Dünya yüzyıllardan beri hiçbir zaman durağan olmadı zaten. Değişimler olumlu olumsuz cereyan etmekte her an. Yüzyıl önce de böyleydi, bugün de böyle yarın da böyle olacak. Ancak hızlı değişimden ne anladığımız? Ya da ne/ler anlamamız gerektiği noktasında ülkemizin bilimsel sanatsal ivmeler ihtiyaçlarla netleştiğini söylemek pek mümkün değil. Mesela müzik dinleme ihtiyaçları müzik tüketme ihtiyaçları digital dönüşümlerle birlikte son derece aşağılarda seyrediyor bana göre. Örneğin; 4 dakikalık bir şarkıyı dinlemek günümüz insanı için artık zaman kaybı haline gelmiş durumda. Oysa çok uzak değil daha 15 yıl öncesine kadar yurdumuz insanının saatlerce günlerce kaset plak dinleme kültürünü düşündüğünüz vakit; Bugünün dinleme özensizliğine dönüşmelerinin altında aceleci, anlamadan, sezmeden, hissetmeden daha basit şarkı sözleri ve ritmler, teması geniş olmayan müzik bölümlerinden oluşan ürünleri tüketme gibi bir sürece evrildiğini bariz görebiliriz. Tabi müzikle ilgilenen insanların kendi home kayıt studıo şartlarını oluşturması, eskiye nazaran müzik üretme müzik yayma teknik ve şartlarının daha kolay hale gelmesi, cep telefonları yoluyla çoklarca karaoke vb. programların ortaya çıkması sürecin sektörleşemeden hızlanmasına deformasyona neden oldu diyebiliriz. Öyle ki bir çok köklü plak şirketi bu hızlı sürece ayak uyduramadığı ve de önlemler alamadığı için silindi kapandı gitti bu hızlı süreçte.

Aslında sorduğunuz sorunuzun bu kısmı ayrıca bir röportaj ya da söyleşi yapmamızı gerektirecek kadar önemli bir soru başlığı bana göre. Ve derince anlatılması gereken cümleler gerektiriyor. Dolayısıyla kısa özetlerle  anlatmak yerine bir sonraki söyleşimiz için de detaylandırarak daha uzunca cevap vermeyi doğru buluyorum. Bu konuyu tamamlamak üzre virgül koyalım bu noktada ne dersiniz?.

 

Peki, öyle yapalım Murat bey. 2018’de uzunca aradan sonra piyasaya çıkardığınız  iki şarkıdan oluşan single albümünüz ‘’Dönüş’’, ardından 1 yıl aradan sonra 2020’ de gelen ‘’Sözlerimde Bul Beni’’ teklisi, Mecmua İstanbul olarak söyleşisini gerçekleştirdiğimiz 2 yıl öncesi 2021’de çıkardığınız ‘’Sarıkamış Senfonik’’ teklisi ve Mart ayında çıkardığınız ‘’Tuzlu Aşk’’ teklisi ile periyodik tutarlı bir ilerleyiş ve yükseliş görmekteyiz. Şarkılarınızın tümünde de sözler ve müzikler size ait.  Eserlerinizi dinlediğimizde bariz öne çıkan bir önceki sorumuzda bahsettiğimiz hızlı değişim sürecine müzisyen sanatçı olarak daha sakin olgunluklarla cevap vermişsiniz sanki. Her bir şarkınızda kendinize has felsefi  öngörüler izler var gibi. Müziğinizi ve kendinizi nasıl tanımlarsınız? Sanatçı Murat Kaya kimdir?

İnatçı biriyim belli ki. Çünkü yaşadığımız ülkede tamamen yaptığınız işe ve işleyişlere göre konumlandırılmanız tabiri caiz biçimde ifade edersem ‘’Pek para etmiyor.’’ algısıyla eşdeğer. Müzik son 25 yıldır salt eğlence odaklı oluşagelen müzik üretimleri sürecinde sıkıştı kaldı adeta toplum düzeyinde . ‘’Eğlencelik olan magazin’’ için eğlencelik müzik üretimleri içinde değilseniz tv, radyo, basın, sosyal medya takipçiliği vb. mecralarda yer bulmanız pek mümkün değil gibi son derece yanılgılı yanlış bir algoritma var genel olarak. Kabul edilebilir değil tabi. Bütün bunlara rağmen esasında en başından beri iyi müzik yapmak seçiciliğiyle emek verdiğimi düşünüyorum geçen zamanlar içinde.

Bu anlamda müzikalite düzeyi için Türkiye’de örnek aldığım Fikret Kızılok, Bora Ayanoğlu, Alpay, Ruhi Su, Cem Karaca, Tülay German, Nino Varon, Barış Manço, Ayla Algan, Zülfü Livaneli, Üç Hürel gibi sayılı isimler var. Çünkü ürettiğiniz her eser sizin duygularınız ve müzikli yaşamınız üzerinden hayata tanıklık ediyor, edecekte. Aksini düşünmeyi de açıkçası bilmiyorum. Dolayısıyla şarkılarım o tür doygunluklarla kendi içinde demlenerek çıkıyor ortaya. Öyle olmasaydı söz konusu albümleşen şarkılarım müziklerim için Osman İşmen, Oğuz Abadan, Cihan Sezer, Taner Demiralp gibi aranjör müzisyen isimlerin düzenlemeleri ile yan yana gelmezdi diye düşünüyorum.

Her şarkımda her eserimde ortak olan duygu ile; protest oluşlarım, karşı çıkışlarım, Reddedişlerim var. Buna bağlı olarak özgürlüğüme has ödünsüzce ortaya koyduğum kabullerim var.

Bu tür duygu bütünlüklerini en etkili biçimde türkülerde görüyorum.Anadoluya has türkülerin sözlerinde ve ezgi yürüyüşlerinde görüyorum. Türkülerle iyi anlaştığımı düşünüyorum. Özellikle karşı çıkışlarını reddedişlerini hissettiğim büyük  türküleri çok seviyorum. Nitekim önümüzdeki zamanlarda türkülere dair daha çok konserlerimde sound olarak deneylediğim yeni albüm/ler için özgün deneyimler içindeyim. Zamanı ve toplumsal ihtiyacı dengeli tutmaya çalışarak üretimlerimi dinleyicilerle buluşturmaya başladığımdan beri duygularım her defasında coşkulu daha da birikerek oluşuyor müziklerimi albümleştirmek düşüncesi.

‘Tuzlu Aşk’ eserim bu anlamda toplumda yeni nesillerle birlikte değişen duygusal yaşamı inişli çıkışlı ve metalar içinde sıkışmış insan ilişkleri olanlara dair bir şeyleri iyi köklü sevgi duygularıyla ve de müziğimle anlatmak istercesine -Dur bir dakika der gibi  dinleyicilerle buluştu. Güzel emekler verdik şarkımın ortaya çıkma sürecinde. Ben derinliğimi anlattım sevgilerimle ve merak ediyorum dinleyicideki ‘Tuzlu Aşk’ a dair yansıyışları ve eleştirileri.

Sözün özü; Murat Kaya, yaşadığı hayatın içindeki insanların bütün çelişkilerini mutluluklarını umutlarını sövgülerini yergilerini telaşlarını sevgilerini sevinçlerini geleceğini hüzünlerini öfkelerini vd. duygularını kendisini de dahil ederek müziğinde şarkılarında anlatmaya ait biri diyebilirim kim olduğuma dair.

 Oldukça verimli bir söyleşi gerçekleştirdik. Mecmua İstanbul dergimizin sorduğu sorulara içtenlikle açıklıkla cevaplar verdiğiniz için teşekkür ediyoruz Murat Kaya. Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Tüm Mecmua İstanbul dergi yayın ekibinize konukluğunuz teşekkür ediyorum. Tuzlu Aşk malum Deprem de mağduriyet yaşamakta olan tüm çocuklarımız için faydalı olsun düşüncesiyle çıktı. Kıymetli okuyucu ve müzik dinleyicilerinden özellikle ricam; Tuzlu Aşk’ı tüm digital platformlarda bulunan linklerden ulaşarak olabildiğince güncel dinlemeleri tıklamaları ve izlemeleri ve aktif reel olarak paylaşmalarıdır. Yeni şarkılarımda ve konserlerimde buluşmak üzere..

Murat Kaya / Sosyal Media Hesapları

https://www.facebook.com/profile.php?id=100080320838898&mibextid=ZbWKwL

https://instagram.com/muratkayaperformans?igshid=Zjc2ZTc4Nzk=

https://www.tiktok.com/@muratkayaperformans?_t=8VyuLGGiBf7&_r=1

https://twitter.com/MuratKayaMusic?t=H12ypVJ8RCLpRAPGBRjOcg&s=09

https://youtube.com/@muratkaya3106

https://open.spotify.com/artist/6UfvBIjTfJaADN59Bzcvt6?si=DtHzEQgrSUSV2vswaK6uaQ

 

 

 

 

 

 

 

The following two tabs change content below.

Mecmua İstanbul

Mecmua İstanbul yayın ekibi olarak az zamanda çok şey yapabilmenin günümüzde kayıp bir hazine haline geldiğini farkettik.  Zengin ve günceli yakından izleyen içeriklerimiz ile okuyucularımıza “kültür-sanat ile yaşamı” teşvik ediyoruz.

Son Yazıları Mecmua İstanbul (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.