Okuyucularımıza kendinizden, sanatsal süreçlerinizden bahseder misiniz?
1998 yılında İstanbul’da doğdum, sanat eğitimime Konya Meram Atatürk Meslek
Lisesi’ nde Grafik Tasarım ve Fotoğrafçılık bölümünü seçerek başladım. Küçük
yaşlarda resme olan ilgim, ilerleyen yaşlarımda da devam etti. Güzel sanatlar fakültesi
yetenek sınavına hazırlık için bir yıl boyunca eğitim aldım. 2017 yılında Selçuk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’ nü kazandım. Fakülte içinde
Prof. İbrahim Çoban değerli atölye hocamdan eğitim aldım: Sanatımın gelişim
sürecinde çokça emeği bulunmaktadır. 2021 Haziran ayında ise yükseköğretimi
tamamladım. Benim için bu dört yıllık eğitim resim yüzeyinde kendimi bulmakla dolu
dolu geçti. Ancak kendimi geliştirmek akademi eğitimine devam etmek için mezun
olduğum üniversitede yüksek lisansa başvurdum. Şu an aktif olarak Selçuk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Resim Ana dalında yüksek lisans eğitimi alıyorum.
ÇIKMAZ, TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA, 100X110CM, 2022
Sanatsal üslubunuz ve tekniğiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Sanatsal üslubum figüratif anlayış içerisinde ilerlemektedir. Amacım insanların duygularını göstermek istedikleri ve bazen kendilerinin bile görmezden geldiklerini onlara aktarabilmek. Boyutu yer düzlemini ortadan kaldırarak, figürlerin birbirleriyle temasını kuvvetlendirerek, yakın ama bir o kadar zıt olan duygu hallerini yansıtmaya çalışmaktır. Sanatsal üslubum ve tekniğim anlam olarak birbirine bağlantılı ilerlemektedir. Oluşturduğum kompozisyonlar ölçü-oran olarak orantılı olmalı aynı zamanda anlam bütününü de net bir şekilde aktarmalıdır. Bu yüzden bir eseri üretirken üzerinde en çok uğraştığım şey kurgulamadır. Özgün resimlerimin çıkış süreci günlük yaşantımda kullandığım toplu taşımalar hayatımda zaman olarak çok fazla yer ediyordu. Bir süre sonra anlam yüklemeye başlayarak resimlerime konu olarak taşıdım. Aynı ortamda bulunan insanların birbirlerine bedenen çok yakın ama ruhen çok farklı hayatlarda yaşantılarda mekânlar da olmaları resimlerimin çıkış noktası olmuştur. Şehir içinde yaptığım yolculuklarda insanları beden dilleri üzerinden inceleyerek o insanlarla duygudaşlık yapmaya çalışmak benim eskiz sürecim oldu aslında. Daha sonrasında kendi kadrajımdan oluşan görüntüleri düzenleyerek resim yüzeyine taşıdım. Bu şekilde bir seri ürettikten sonra, izlenimlerimde gördüğüm kargaşanın eserlerimin anlam birliğinde eksik olduğunu fark ettim. İnsanların yaşadığı çarpık hayatı resim yüzeyine aktarmaya başladım. Bu süreçte lisede aldığım photoshop programı eğitiminden yararlanarak resimlerimi burada oluşturmaya başlayarak yeni bir arayış ve gelişim sürecine yöneldim.
Eserlerimi oluştururken renkçi bir anlayışa sahibim kullandığım renklere anlamlar yükledim genelde kontrast renk olan mavi ve turuncudan yararlanıyorum. Resimlerim de görülen mavi tonları gök renginin duru ve uçsuz bucaksız olmasından yola çıkarak insanların kendilerini tanıtmak istedikleri gerçekçi olmayan davranışlarına, duygularını saklamalarına karşı yorumlanmıştır. Turuncu ve kırmızı rengin, sıcak tonlardaki kullanımı ise, mavinin tam tersine gerçek benliğimizi ne kadar gizlemeye çalışsakta bakışlarımızdan saklayamadığımız hal ve hareketlerimize olan etkisine istinaden genellikle figürlerin tenlerinde sıcak tonlar kullanılmaktadır.
KAZA, 60×80 cm, 2019
Gerçeklik kavramının sanat anlayışınızdaki yeri nedir?
Gerçeklik kavramı, eserlerimin bütünlüğünde var olmadığını düşünüyorum. Ancak bir araya gelen parçalar hayatın içinden çok gerçekçi biçimlerle geliyor. Realist çalışmıyorum, ama var olan gerçeklikten yararlanıyorum. Figürlerimde şu an biçim bozma yok, oran-orantı ve ölçülerinde gerçekçi yaklaşıyorum. Tema olarakta gerçekçi yaklaşıyorum. Günlük yaşantının içindeki hikâyelerden toplumsal sorunlardan yararlandığımı söyleyebilirim. O yüzden gerçeklik kavramı sanat anlayışımın içinde önemli bir yer tutmaktadır.
BEN UYURKEN, 60X80 cm, 2019.
Sanatçı ve eserleri arasında bir bağ mevcuttur. Bu bağlamda sizin için en önemli
eserinizin kendi gözünüzden yorumunu bizimle paylaşır mısınız?
Eserlerimi üretirken her biriyle ayrı bağlar kurup derinleşiyorum ama “Çıkmaz II” adlı eserimi üretirken fark etmediğim, şuan bakınca o zaman ki içinde bulunduğum ruh halini yansıtmasından kaynaklı farklı bir yeri var. “Çıkmaz” adlı eserde bütünlük oluşturan insanlar sıkışmış bir haldedir sadece ortalarına bulunan kadın figürü özgürce hareket edebilme halindeyken diğerleri depresif beden dilindedirler. “Çıkmaz II” eserimde ise ön planda bulunan iki kadın figürü estetik biçimlerle yer almaktadır. Arka planda bulunan duvar biçimlerinin altında ise onlara
bakan figürlerle ve kargaşayla doludur. İki kadın onları bastırarak üste çıkmışlar ve ahenk içindeler. Bu eserim yaşadığım olumsuz durumları itme şeklim oldu, ismi çıkmaz olsa da benim çıkışım oldu diyebilirim. Eserde kadınları yücelten bir yaklaşım da söz konusudur. Kompozisyon kurgusunda da sade ve daha açık anlatım ile diğer eserlerimden farklı olduğunu söyleyebilirim.
ÇIKMAZ II, TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA, 100X110CM, 2023
Sanat tarihinde etkilendiğiniz sanatçılar kimlerdir?
Genel olarak baktığımda renk kullanımı ve hayat hikâyesi kaynaklı Van Gogh en çok etkilendiğim sanatçılar arasındadır. Mimari alanında ünlü olan Antoni Gaudi ise kullandığı biçimler ve renklere hayranlık duyduğum bir sanatçıdır. Onun dışında bana ilham olan sanatçılar daha çok güncel olan günümüzdeki sanatçılardır. Bu isimler de Raşit Altun ve Edward Povey, kendime yakın bulduğum sanatçılar arasındadır diyebilirm.
PUS, 100X100cm, 2020.
BOŞLUK, TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA, 100X100CM, 2022
ESİN BERK INSTAGRAM PORTFOLYO hesabı için tıklayınız.
ESİN BERK INSTAGRAM hesabı için tıklayınız.
Son Yazıları Nazlı Işık (tüm yazıları)
- Genç Sanatçı Gülcenur Özdemir - Kasım 20, 2023
- Genç Sanatçı Esin Berk Röportajı - Kasım 10, 2023
- Hayatının İkinci Bölümüne Hoş Geldin Seramik Sergisi A. Ceren Asmaz - Haziran 8, 2023
