Ressam Ardıç Aguş

Merhabalar  Ardıç Aguş, Türkiye’yi resmetmek üzerine gerçekleştirdiğiniz projeniz aracılığıyla ülkemizin antik kent, tarihi yapıt ve insanlarını eserlerinizde yansıtıyorsunuz!

Türkiye Destanı adını verdiğiniz projenin merak uyandırıcı olduğunu düşünmekteyim, bu konuda “sanatsever okuyucularımızla” neler paylaşmak istersiniz?

Merhabalar öncelikle kısaca kendimi tanıtayım, 28 yaşında profesyonel ressamım, 19. yy. Klasik Yağlı Boya akımının izinden ilerleyip İtalyan ve Fransız resim okullarının metotları ile çalışıyorum. Kasım 2020’de eşim Chiara ile birlikte Türkiye’ye geldik.

2021 Ocak ayından itibaren küçük bir karavanla 1.5 yıl sürecek olan “Türkiye Destanı” (Epic of Turkey) adını verdiğimiz serüvenimize başladık. 40’ı aşkın şehir ve 150’den fazla bölgeye giderek açık hava resimleri yapıyorum.

Resim eğitiminizi İngiltere ve Floransa’ da aldığınızı duydum.

Sizi hiç tanımayan okuyucularımıza, süreç ve serüveninizden bahseder misiniz?

İlk resim eğitimimi İngiltere Brighton’da almaya başladım ama bu daha çok modern sanat ağırlıklı idi. Daha sonrasında klasik sanat eğitimini İngiltere’de bulamayınca Rönesans’ın başkenti Floransa’ya gitme kararı aldım.

Floransa’da özel bir atölyede ustam Micheal John Angel ve Jered Woznicki’nin 3.5 yıl çıraklığını yaptım.

Michael John Angel (75) ise 20. yy. büyük İtalyan portre ve fresko ustası Pietro Annigoni’nin (1910-1988) öğrencisi idi. Bu sayede nesilden nesle aktarılan bir tekniğe kavuşmuş oldum.

Haftanın 6 günü sabah 9’dan akşam 9’a kadar sanki bir askeriyenin içindeymiş gibi aşırı bir ciddiyetle işi hiç savsaklamadan çalışıp durduk.

Birinci yılda karakalem ile 19. yy. ustalarının yapmış olduğu çizimleri birebir kopyalayarak başladı, daha sonra kömür çalışmaları ile heykel ve anatomik ècorchè’leri gerçek hayattan bakarak birebir çizimlerini yapıp, klasik çizimin her detayını kavrayınca yağlı boyaya geçmeye hak kazanmış oluyorduk. Bu tür çalışma yöntemi Usta’dan çırağa aktarılarak 15. yüzyıldan günümüze kadar gelmiş bulunuyor.

Atölyedeki zamanımı doldurduğumda İngiltere’ye geri dönüş yapmadan önce ustam bana, “Akademik eğitimini alıp sabahtan akşama kadar stüdyoda resim çizdin şimdi bu tecrübeni ikiye katlamak için öğrendiklerini dışarıda en-plein air yani açık havada güneşle ve zamanla yarışarak yapmalısın,” dedi. Bunun sebebi ise kendimi daha da hızlandırmak ve öğrenmiş olduğum prensipleri iyice genlerime yerleştirmekti. Tekniğim ne kadar doğal olursa o kadar kaliteli tablolar çıkartabilecektim.

Ben de kendi ülkeme en son 2010 yılında geldiğim için büyük bir özlemle “Epic of Turkey” projesini Gılgamış’ın destanından esinlenerek hayata geçirmiş oldum.

Şu ana kadar 50’den fazla orijinal eser yaptım ve hedefim de 150’den fazla eser üretip Türkiye tarihinde en fazla eser ile solo sergimi açmak. Yapmış olduğum resimlere olan ilgi inanılmaz derece fazla, beni resim yaparken görüp resmi satın almak isteyen herkesi sergime davet ettim. Çok güzel ilkleri başararak ülkemin güzelliklerini klasik sanatta tanıtabildiğim için çok mutlu ve gururluyum.

Resim öğretmenlerine ve belki yeni ressam adaylarına önerileriniz nelerdir?

Mitoloji, Dünya Tarihi, Sanat Tarihini bilmek, sizce yeni sanatçı adaylarının serüvenlerini nasıl değiştirebilir?

Bu alanda ilerlemek isteyenler için söyleyebileceğim birkaç şey var;

Eğer resmi bir hobi olarak değil bir geçim aracı, profesyonel seviyede düşünüyorlarsa bu alanın aşırı derecede zorlu olduğunu ve kestirme bir yol olmadığını iyice anlamaları gerekmektedir. Kaliteli bir usta bulabilirlerse yanında çırak olabilirler ya da ekol olmuş bir resim okuluna gitmeleri gerekir.

Kendi hayatlarından çok büyük hatta hemen hemen resim dışında geriye kalan her şeyi feda etmeleri gerekecek. İlk 10 yılında mesaili bir işçi gibi günde 14 saat çalışmalarını tavsiye ederim.

Sürekli olarak eski ustaların yapmış olduğu eserleri kopyalamaları gelişmelerini hızlandıracaktır. Ellerine geçirdikleri her şeyi okumaları şart. Leonardo da Vinci, Leon Battista Alberti ve Cennino Cennini gibi dahi ressamların 15. Yüzyılda resim üzerine yazmış olduğu kitaplarda belirtilmiş olduğu gibi, iyi bir ressam kesinlikle matematik, geometri, felsefe, müzik gibi birçok önemli dalda kendisini eğitmesi özgürlüğüne kavuşması anlamını taşıyor.

Günümüzde ise özelikle mitoloji ve dini eğitimin önemi geçmiş tarihe göre daha da önemlidir. Geleceğe doğru ilerlerken yüzümüzü geçmişe doğru çevirmek daha güzel adım atmamıza yardımcı olacaktır.

Sanatın insanlık üzerindeki etkisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Toplumu ileriye taşıyan kişiler genellikle sanatçılardır, özellikle şair ve şairlerin akımlarından ilk olarak etkilenen ressamlar toplumun en önemli bireyleri olup bir bakıma toplumun yol göstericileridir.

Eğer bir sanatçı yolu bulamaz ise o yol bulunamazdır…

Bize değerli vaktinizi ayırıp, sorularımıza içtenlikle cevaplar verdiğiniz için “Mecmua İstanbul Kültür Sanat “ adına teşekkür ediyorum.

Değerli vaktinizi güzel sorularınız ile bana ayırdığınız için ben çok teşekkür ederim.

Ardıç Aguş (@a.agusart) • Instagram fotoğrafları ve videoları

The following two tabs change content below.
Sanat Tasarım Fakültesi bölümü mezunu köşe yazarımız, özel bir vakıf üniversitesinde mentör eğitimci olarak görev yapmaktadır. Tarih alanında yüksek lisansını tamamlayan yazarımız, kültür sanat alanında farklı platformlarda, popüler düzeyde yayınlar hazırlamaktadır. "Mecmua İstanbul ve Cemiyet Sanat Dergi" genel yayın yönetmenidir.

Son Yazıları Tülay Çağlar Kadı (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.