Ressam Beşir Bayar Röportajı

Merhaba “Mecmua İstanbul” okuyucuları bu hafta Sanatçı Ressam Beşir Bayar ile eserlerinde yer verdiği kurgusal mekân, İnsan oğlunun mekana dâhil olması ve göç kavramını konuştuk.

2016 İtalya, Vernice Art Fair & Euroexpoart Gran Premio Europa ödülünü alan ve sergi çalışmalarına sürekli olarak devam eden değerli sanatçımıza, sanat ve yaşam yolunda başarılar dileriz. 

Öncelikle röportaj isteğimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

1978 yılında Urfa’da doğdum. 1997’de Ş.Urfa Endüstri Meslek Lisesi Yapı Ressamlığı bölümünden mezun oldum. 2002 yılında Malatya İnönü Üniversitesi Resim-iş öğretmenliğini bitirdim. Yurt içinde 9 yurt dışında 1 kişisel sergi açtım ve çok sayıda yurt içi ve yurt dışı sergilerine katıldım. Katıldığım yurt içi ve yurt dışı yarışmalarda çalışmalarım sergilendi.

2016’da İtalya’nın Forli kentindeki Vernice Sanat Fuarı’nda Vernice Art Fair & Euroexpoart Gran Premio Europa ödülünü aldım ve aynı yıl Saküder’in 11. Kuruluş yılı amacıyla düzenlenen resim yarışmasında da üçüncülük ödülü aldım. 2018 yılında Turgut Pura Vakfı  37. Resim Yarışmasında mansiyon aldım. Hacettepe Üniversitesi Resim Ana Sanat Dalında yüksek lisans programına devam etmekle beraber Mersin’deki atölyemde çalışmalarıma devam etmekteyim.

Çoğunlukla eserlerinizde hangi temaları işliyorsunuz?

Resimlerimde çoğunlukla tema olarak mekân daha doğrusu kurgusal mekân çalışıyorum. Mekân ile figür ilişkisi irdeliyorum. “Mekân veya yer, çeşitli yaklaşımlarca farklı ele alınmakla beraber geniş bir çerçeve ile ‘insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk’ ve ‘sınırları gözlemci(ler) tarafından algılanabilen uzay parçası’ olarak tanımlanabilir.” İlk zamanlar kurgusal mekânı, kentin mahallelerini çalışırken son zamanlarda mekânın kendi çekiciliği daha çok ilgimi çekiyor.

İnsanın mekana dâhil olması ya da dahil olduğu mekandan bir şekilde göçmesi ve geriye bıraktığı (kendisinden herhangi bir durum/parça/etki adına ne dersek) ve yeni gelen insanın mekana yer etmesi ne gibi bir biçim de etki yapmaktadır. Bunun yanı sıra gündelik hayatımızda kullandığımız nesneler (kalemtraş, tüp, varil vb) mekâna ve zamana aitliği resimlerimde temanın parçaları olarak yer veririm.

Daha çok soyut resimler mi yapıyorsunuz? Bu konuda neler söylersiniz?

Soyut çalıştığımı söyleyemesem de birkaç denemem oldu. Şu sıralar yüksek lisans programında mekândan uzaklaşma denemeleri yapıyorum. Henüz bir şeyler söylemek için çok erken ve söyleyeceklerim çok gerçekçi olmaz kanısındayım. Bakalım zaman gösterecek.

Sergilerinizin hikâyelerini ve deneyimlerinizi bizlerle paylaşır mısınız?

Resim yaptığınızda aslında bir iddiada bulunuyorsunuz. Bu iddianızı da sergiler yoluyla insanlara sunuyorsunuz. Bu size heyecan veriyor. Özellikle kişisel sergilerde iddianızı izleyicilerin gözlerinden görmek size ne yaptığınız hakkında fikir veriyor. Örneğin ilk iki kişisel sergimden bahsedeyim. Urfa’da 2005’te açtığım ilk kişisel sergimde gelecek olası olumlu/olumsuz tepkilere nasıl yanıt vereceğimi bilemediğim için çok heyecanlanmıştım. Şırnak’ta 2008’de açtığım ikinci kişisel sergimde çalıştığım okulun koridorunu kullanmıştım. Şehirde sergi salonunun olmaması böyle bir çözüme götürmüştü. Hem öğrencilerin ve yerel halkın ilgisi beklediğimden fazla olmuştu. Hem çok heyecanlanmış bu ilgiden bir o kadar da mutlu olmuştum. Aklıma bir başka deneyimim daha geldi şimdi..

2015’te bir resim yarışmasında eserlerimi gören İstanbul’daki Leonardo Sanat Galerisi bana ulaşarak sergi açmam için davet etmişti. Bu benim için ilkti, onur duymuştum.

Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Yeni serginiz ya da projeleriniz var mı ?

2000’lerin başından beri karışık teknik ile mekân konusunu çalışıyorum ben. Yeni olarak sayabileceğim şey teknik olarak artık daha çok boya kullanıyorum. Adana’da Nisana ayında bir grup sanatçıyla ortak sergimiz olacak. İstanbul’da Mart ayında karışık teknik kullanan 5 sanatçıyla sergimiz olacak. Ayrıca  Mersin’de Mayıs ayında  15 sanatçıyla kolaj sergisi planlıyoruz. Bir de son zamanlarda Mail Art (Posta Sanatı) çalışmaları yapıyorum. Şu ana kadar Almanya, Tayvan, Türkiye ve Sırbistan’da farklı ülkelerde mail art yapan sanatçılarla “mail art grup sergileri” düzenledik. Tayvan’daki sergimiz “Spirit Travel” hala devam etmekte mesela. Mayıs ayında da mail art projemizin “Migration” konulu sergisi Mersin’de olacak. Haziranda da Amerika’da konusu “Urban Bird” adlı mail art sergimiz olacak. Şuan için projelerim bunlar.

Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız sanat eserleri ve sanatçıları  kimlerdir?

İlk zamanlarda Pieter Brueghel’i örnek alırdım. Zamanla Anselm Kiefer ve William Kentridge, daha çok dönüm baktığım sanatçılar oldu.

Bu sanatçıların yanı sıra; Komet, Burhan Doğançay, David Hocney, Grant Hafnner gibi sanatçılarla birlikte son yıllardır internet ve sosyal medya aracılığıyla çağdaşım diyebileceğim çok sayıda sanatçıyı sayabilirim. Sosyal medyanın dünyada sanat adına içerik ve biçim olarak nelerin üretildiğini görmemiz için payı büyük.

Resim öğretmenliği yapıyor musunuz? Öğrencilerinizle ilişkileriniz nasıldır?

13 yıldır pek çok ilde ve devlet okulunda görsel sanatlar öğretmeni olarak görev yaptım ve hala da devam ediyorum. Öğrencilerimle, müfredat dâhilinde, öğrenci merkezli ve üretim odaklı bir ilişki yürütüyorum. Çocukların zihinleri biz yetişkinlerle benzer olsa da deneyimsizlikleri onların üretimlerinde kurgu, kompozisyon, içerik ve biçim konusunda rehberliğe ihtiyaç uymalarına sebep oluyor. Öğrenci ve öğretmen ilişki olarak sevgi ve yaratım odaklı olunca sınıf kültürü oluşur. Öğrencilerle ilişkimde bunu sağlamaya çalışıyorum aslında.

Size sanat alanında esin veren kaynaklar nelerdir?

Hayatın kendisi ilk esin kaynağımdır diye bilirim. Bunun yansıra sanatçıların üretimleri de (resim heykel şiir müzik ve diğer disiplinler ) üretimlerimde benim için esin kaynağıdır.

The following two tabs change content below.
Sanat Tasarım Fakültesi bölümü mezunu köşe yazarımız, özel bir vakıf üniversitesinde mentör eğitimci olarak görev yapmaktadır. Tarih alanında yüksek lisansını tamamlayan yazarımız, kültür sanat alanında farklı platformlarda, popüler düzeyde yayınlar hazırlamaktadır. "Mecmua İstanbul ve Cemiyet Sanat Dergi" genel yayın yönetmenidir.

Son Yazıları Tülay Çağlar Kadı (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.