”Kapıkule’ nin Ardındaki Sanatçılarımız” dahilinde olan ”Yurtdışında Yaşayan Sanatçılarımız ” yazı dizisine İspanya’ da yaşayan ve sanatsal çalışmalarına dünya çapında devam eden Şükrü Karakuş ile devam ediyoruz.
Yazı dizisi öncesinde projede yer alan sanatçılarımızın eserlerinin korunması adına yasal uyarıya dikkat edilmesi önemle rica olunur.
Bu yazısı dizisinde kullanılmak üzere Sanatçı Şükrü Karakuş tarafından belirtilen yazı ve görsellerin kullanımı, projemize telif hakları kanunları kapsamında izin verilmiştir. Bu kapsamda yayınlanan metin ve görsellerin herhangi bir yayın organında kullanımı izin ve telif haklarına tabidir.
Türkiye’ de telif hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (”FSEK”) korunmaktadır.
1956 yılında Malatya´da doğdu. 1980-1985 yılları Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü’ nde eğitim gördü ve üst lisans derecesi ile mezun oldu. Daha önce İstanbul Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’ nden mezun oldu. 1993 yılından bu yana yaşamını İspanya´da sürdüren sanatçı iki yıl boyunca San Sebastian Arteleku Kültür Merkezi’ nde araştırmalar yaptı ve çalışmalarına devam etti. 40´dan fazla kişisel sergi gerçekleştirdi, 200´den fazla karma sergide yer aldı. Bir çok önemli uluslararası fuarlara katıldı. 2008 yılında Sao Paolo-Valencia Bienalinde yer aldı. Yurt içinde ve yurt dışında bir çok koleksiyonda eserleri olan sanatçının bir çalışması Barcelona Davis Lisboa mini müzesine alındı.
Şükrü Karakuş’ un Kaleminden…
Çocukluğumdan bu yana yabancı dillere ve kültürlere karşı çok ilgim oldu. Bu ilgi gençlik yıllarımda sanatçı olma eğilimi ile iyice belirginleşti. Daha sonra bazı yurtdışı gezileri ve müze ziyaretleri yaptım. İspanyol sanatçılar çok ilgimi çekiyordu; özellikle Goya, Velazquez, Picasso… Sonra eşimle tanıştım, birlikte yaşamaya karar verdik. İstanbul’ da olabilirdi, ancak o zamanki koşullar İspanya’da yaşamamızın daha iyi olacağı yönündeydi. Yirmi beş yıldan fazla oldu İspanya´da yaşamaktayım. Hem Türkiye´deki hem de Avrupa´daki deneyimlerim gösteriyor ki sanatçı her yerde zorluklarla karşılaşıyor. Ancak, sanatçıların yurtdışında, Avrupa´da çok iyi koşullarda yaşadığı gibi büyük bir yanılgı var. Bu yanılgının çeşitli nedenleri olabilir. Belki bahane aramak, kolaycılık, sorumluluktan kurtulmak ve elbette yanlış bilgilendirilmek… Seminerlerde, röportajlarda, dost ve arkadaş toplantılarında bu yanılgıyı hep dile getirdim. “Yurtdışında öyle mi, sanatçılar çok destek görüyor” diye başlayan sözleri dinlemekten yoruldum. Bazen batının ve Avrupa´nın dışarıdan gelen sanatçılara karşı önyargılı olmaları mümkündür. Bunun aşılması ve sanatçının kendini kabul ettirmesi için Türkiye´den veya başka ülkelerden Avrupa´ya gelen bir sanatçının çok ama çok çalışması gereklidir. Ayrıca diğer faktörler de olumlu yönde gelişmelidir. Türkiye’nin dünyada ne kadar olduğu konusuna gelirsek, olumlu bir cevap verebilmek mümkün değil. Klasik anlamda sanatın ve sanat tarihinin kaynağının ve gelişiminin batıda ve Avrupa’da olduğu dayatılmıştır. İşin ilginç tarafı bu coğrafyanın dışında kalan ‘’periferi’ ’de uzunca bir süre bunu kabul etmiştir. Ancak 80’li yıllardan sonra bu dayatmanın kırıldığına tanıklık ediyoruz. Bu ülkelerden de iyi sanatçıların çıkabileceği gerçeğini görebiliyoruz. Başarılı olmanın bir sırrı var mı diye sorarsanız. Ne yazık ki sihirli bir formül yok. Bıkmadan usanmadan, çalışmak, çalışmak, çalışmak!
Şükrü Karakuş , Tolosa/ İspanya, 2022
Anna Adell’ in Kaleminden…
ȘÜKRÜ KARAKUŞ, MİSTİK VE TECNO-POP
Şükrü Karakuş ilk bakışta birbiriyle hiç ilgisi olmayan; duygu, bilgi ve bilişime ilişkin farklı yapıları ve dünyanın değişik kavram ve düzeneklerini bir araya getirip yeni bir biçimde ortaya koyar.
Kendi kültüründen ve coğrafyasından gelen heyecanı Akdenizli olmaktan ve mistik sufi duyusundan süzülerek mikrodan makroya, hücreden kozmosa zincirleme bir soyutlamadan sonra evrensel özgünlüğe ulaşır.
Sanatçının bez baskı, duvar kağıdı ve endüstri boyasına göz kırpan arayışları izleyici için ilk okumalara önayak olurlar. Ardından gerçeğe ilişkin fiziksel ve potansiyel, akli ve duygusal bir parametreler zinciri sökün eder. Şu dekoratif gibi duran görünüş doğunun ornamentallerinin sindirilmiş halidir aslında. Duyusal düzenin geometrik ritim suretleridir onlar, aynı zamanda elektronik dili de anıştırırlar. Devir bütünleyici gibi gözüken metalik renkli, silindirik biçimler sinir sistemi ve mikroorganizmalarla ya da galaktik biçimlerle birlikte yaşarlar. Neo-pop diyebileceğimiz bir estetikle Karakuş bizi öyle zengin bir tecno-urbano içine daldırır ki, onun bu davranışı bizim güncel bilincimize tam olarak uygun düşer.
Çoğulcu olma halini sensoral bir düzen içinde sunmaktır onun çabası, ancak bunu bir karmaşa içinde gerçekleştirir. Geometri ile organizmayı, kozmetik kodlarla kozmosu, teknoloji ile mistik olanı birbirine uyumlandırır Karakuş.
Anna Adell, 2014
Şükrü Karakuş, EL DIARIO VASCO
Şükrü Karakuş, Atölyeden
Şükrü Karakuş, Atölyeden
Şükrü Karakuş, 4, GRUP
Şükrü Karakuş
Şükrü Karakuş
Şükrü Karakuş, Galeri Kur, San Sebastian
Şükrü Karakuş, Atölyeden
Şükrü Karakuş, CARTEL-correcto copia
İletişim
Proje Web Sitesi için tıklayınız
Proje Yöneticisi Nazlı Işık
kapikuleninardindakisanatcilar@gmail.com
nazliisk@gmail.com
Proje Danışmanı Vecdi Uzun
Basın Danışmanı Tülay Çağlar Kadı
Son Yazıları Nazlı Işık (tüm yazıları)
- Genç Sanatçı Gülcenur Özdemir - Kasım 20, 2023
- Genç Sanatçı Esin Berk Röportajı - Kasım 10, 2023
- Hayatının İkinci Bölümüne Hoş Geldin Seramik Sergisi A. Ceren Asmaz - Haziran 8, 2023
