Vahap Aydoğan

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Türkiye’nin birçok yerinde sergi ve sanata dair çalışmalar yaptığınızı duyduk. Geçmiş dönem sergileriniz hakkında neler aktarmak istersiniz?

Sergilerdeki eleştirel bakış açısı ve ürünü gözler önüne sermek yeni Ufuklar açar insana . Bir kaşifin heyecanı nasıl derin bir merak uyandırıyorsa sanatta keşfetme duygusuda bende öyle bir heyecan uyandırıyor diyebilirim. Sergiler de bende öyle bir merak ve keşfetme duygusu bırakırdı. Geçmiş sergilerin avantajları derinliği ve dezavantajları vardı. İlk sergimi Mardin Nusaybin sınır hattında açmıştım. Ondan yola çıkınca sanatın ve sergiyi açtığınız coğrafyanın ve toplumun sosyo kültürel yapısı ön plana çıkıyor. Yapılan yorumları ve ziyaret eden insan profili size zenginlik ve kültürel bir gen bırakıyor .Sergiyi açtığınız her coğrafyanın size tuttuğu ayna ve bakış açısı da farklılıklar barındırıyor içinde …

Genel olarak şunu ifade edebilirim geçmiş dönem sergilerin dijital kanallardan insana ulaşma noktasında bir sınırlılık vardı. O birkaç gün içinde ziyaret eden insan kalabalıkları bir fuara benzeyen mantık ile hareket ederdi . Ama günümüzde sosyal mecralar bir serginin çok ötesinde şehir ile ülke ile sınırı bırakın dünyanın her köşesinde çalışmalarını sergileme şansını bulabiliyor sanatçılar…

Sürrealist tarzda çalışmalar ile insan hayatına dair biyografileri tasvir ettiğiniz eserlerinizi, içsel ve bilişsel olarak nasıl yorumluyorsunuz?

Son beş yıldır insanı, biyografilerini merkeze alan bir çizgideyim . insanın düş dünyasındaki gerçekliği tuvalde yansıtmak suretiyle sanatıma yön verdiğimi söyleyebilirim. Bilişsel yönden yorumlamak aslında sürreal olarak biyografilerin tam da yorumudur bana göre. Bir insanın doğduğu günden bugüne ve geleceğe dair yaşamındaki izleri düş ile gerçek arasındaki çizgiyi yakalamak en güzel çözümlemedir. Benim eserlerimde kronik tasarımlar vardır iskambil kağıdı, küçük gölge insanlar,  çatlamış yüzler ve topraklar birde halatlar bunlar tüm çalıştığım biyografisini çizdiğim insanlarda sabittir. Ama her insanın bilişsel ve içsel çözümlenmesi farklıdır. şöyle söylersem daha net ifade etmiş olurum… Bir yazarın biyografiyi kaleme alması kelimeler ile anlatması herkes tarafından anlamı ve  okunabilir olması bakımından sabittir . Ama biyografiyi sürreal bakış açısıyla bir tuvalde çizmek herkes tarafından farklı anlamlar ortaya koyar  ve görece kavramını ortaya çıkararak bir gizem oluşturur. İşte o an; insan kendi içsel dünyasıyla yorumlar, düş dünyasıyla bakış açısıyla değerlendirmeler yapar .Buda  herkeste farklı bir izafi sonuç ortaya çıkarır. Ama çalıştığım ve tablosunu yaptığım kişi her fırça darbesinde kendi hayatından izleri ve kendi içsel hayat serüvenini görsel olarak izler…. Ben çalışmalarımı ister bilişsel ister duyuşsal olarak ele alayım her kesimden her insan deryasından farklı yorumların zenginliğini görmekte ve duymaktayım . Bu farklılık sürekli başka dünyaları keşfetmem için inanılamaz bir motivasyon sağlıyor.


Sanat yaşamınızda mihenk taşı niteliği, Diyarbakır Keçi Burcu Sergi’ sinden bahseder misiniz?

Lise’yi  Diyarbakır’da okuyordum o sıralar. Son sınıfta inanılmaz akademik anlamda başarısız bir öğrenciydim ve okul olarak sergiye gittik. keçi burcunda bir kaç ressamın karma resim sergisi vardı.Sergide iki eserden çok etkilenmiştim ilk resimde aynı insana ait çocukluk ve yaşlılığı yaşamsal formatta stilize edilişi anlatılmıştı  . İkinci tablo ise tükenen doğayı anlatmıştı ressam . Bugüne ışık tutar gibi. Herşey doğa insan nesnelerin tükendiğini anlatılıyordu. Benim sanatsal okumam ve akademik başarısızlığım sanata yönlendirdi dersem yerinde olur. O gün resim sanatı  ve içsel olarak sanata olan ilgim perçinleşti. O serginin üzerimdeki etkisi benim güzel sanatlar fakültesinde okumama vesile oldu. Hem hayatıma hemde sanata olan ilgimin mihenk taşı oldu …Diyarbakır ve keçi Burcu aslında sanatın en gizemli mabedidir benim için o taş duvarların içindeki eserlerin silüetini asla unutmadım çünkü …

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz proje ve sanat sergileri mevcut mu? 

Pandeminin sanat üzerindeki yıkımı, sanatın her dalını çok olumsuz etkiledi . Doğal olarak sergilerde açılmadı sanatsal çalışmalar da ; ya ötelendi yada ertelendi .

Göbeklitepe özelinde  çok çalışma yaptım.. Göbeklitepe’ nin her karış  toprağı  sanatsal ve kültürel zenginliği ile hayran bırakan bir yanı var bende .

Mezopotamya ovasının en güzide yeri olan bu alanda  sergi hazırlığım var . Hem Göbeklitepenin ihtişamının izlerini taşıyan hemde sürreal anlamda stilize ettiğim biyografileri sergilemek için çalışıyorum.

Gerekli olan prosedürler ve çalışmalar bittikten sonra umarım bu güzel projeye imza atmış olurum .

İkinci projem ise çalışmalarını biyografilerini çizdiğim karakterlerin yaşamlarını bir kitapta birleştirmek .onlardan da izinleri dahilinde yaptığım eserlerin gerçek hayattaki profillerini bir kitapta birleştirme çabam var.

Sanat ; bir Derya gibi derin ve sınırları çok geniş,  bu anlamda yeni projelere ve sanatsal çalışmalara her zaman gebedir …

The following two tabs change content below.

Benan Saimolgu

Lisans eğitimini Türk Dili ve Edebiyatı bölümü ile tamamlayan yazarımız akademik dergilerde genel içerik editörlüğü yapmıştır. İstanbul Aydın Üniversite sinema dallarıyla ilgili akademik çalışmalarda yer almıştır.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.