Veli Aras Yalçınkaya ‘Fazlalıklar’ Sergisi
13 Mayıs – 6 Temmuz 2022 tarihleri arasında
Çankaya Belediyesi Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde
Veli Aras Yalçınkaya’yı çok uzun süredir izlemekteyim. Veli Aras Yalçınka hakkında söyleyebileceğim en kısa cümle “Farklıdır”, “Özgürdür.” “Sınırsızdır” , “Yaratıcıdır.”. Şunu da özellikle söyleyebilirim; “Planlıdır.”, “Ne istediğini, neyi neden kullanması gerektiğini ve tüm çabanın sanat için olması gerektiğini bilir. Sadece farklı görünmek için görüntüsünü değiştirenlerden değildir.”
Sergi salonu hakkında bilgi vermek istiyorum. Ankara’nın Batı bölgesinde Çankaya Belediyesi sınırları içinde yapılan çok katlı konut bölgesi inşaatlarının pazarlanması için yapılan bir satış ofisi firma tarafından belediyeye devredilmiş ve Çankaya Belediye’si de burayı bir sanat galerisine dönüştürmüştür. Şu an için belki ulaşım açısından şehrin sanat merkezine uzak olsa da zaman içinde buranın prestijli bir sanat galerisi olacağını düşünmekteyim. Çankaya Belediye’sini sanata duyarlılığı açısından kutlamak gerekir.
Sanatçının çalışmasında malzemenin, tekniğin ve güncellikle satış korkusunun hiç önemi olmayıp, hiç birinin onun yaratıcılığının önünde engel olması, çalışmasının önüne çıkması ve özgünlüğüne set vurması söz konusu değildir.
Bir sanatçıda bulunması gereken bu önemli özelliklerle sanat hayatına devam eden Veli Aras Yalçınkaya; ; bu vasıflarıyla birçok çağdaşı sanatçıdan ayrılmaktadır. Daha lisan dönemi mezuniyetinden itibaren takibim altında olan genç sanatçıya sadece ressam veya resim sanatçısı da demek yeterli değildir. Sanat disiplinleri ve malzeme sadece onun için araçtır. Esas olan malzeme değil, kendi diliyle anlattığıdır.
Bütün yaşamını gündelik, akıllı ve faydalı işlere adayan, özündeki hayvanı inkâr ederek doğadan ayrılan insan için tüketilmesi, harcanması, dışarı atılması gereken, fayda ve yarar sağlamayan her şey fazlalıktır.
Bilginin dışında hareket ettiğimiz bilgi ile üstesinden gelemediğimiz şiddetin, yıkımın, ölümün ya da sanatın birer fazlalık olması gibi. Doğaya ilişkin bu kavramlar yaşamı anlamlandırmaya çalışan insana dairdir.
İnsanın yaşamı anlamlandırma ihtiyacı ise ölümlü olduğunun farkına varmasıyla başlamıştır. Kendi kimliğine ilişkin sorunları tanımlamak, kim olduğuna ilişkin problemleri çözmek üzere bilinçdışından, bilince taşınan hikayeler yaratan insan, en nihayetinde ölümlü olduğu gerçeğinden kaçınarak ölümsüz olmayı arzulamıştır.
Binlerce yıldır da kim olduğu sorusunun yanıtını arayan insan, bir yandan kendine ve doğaya uyguladığı şiddetle evreni anlamlandırırken bir yanda da ölüm dürtüsünden uzaklaşarak, ölümün, yıkımın, şiddetin izlerini, işaretlerini yok etmeye çalışarak, bu kavramları fazlalıkların bölgesine taşımıştır.
Sanat ise bu noktada devreye girerek bize ölümlü olduğumuzu hatırlatır. Bizi karışıklıklar, dağılmalar ,kopuşlar ve tutunamama halleriyle fazlalıkların bölgesine taşır. Bütün yaşamımız ölümlü olduğumuz gerçeğinden kaçınmak üzerine kurulu olduğu halde bir müddet orada kalmamızı sağlar. Tıpkı kurban edilen şey üzerinden o ana tanıklık edenlerin üretime, birikime ve faydaya ait dünyadan, o an için söküp alınması gibi sanat ile de biçimlerin, temaların, seslerin, görüntülerin kurban edildiği, bilgi dışına çıktığımız, fazlalıklar üzerinden bir araya geldiğimiz anlara tanıklık etmekteyiz.
Fazlalıklar adlı bu sergide ise mantığın aşıldığı deneylere yer verilerek bayağılığın ve rastlantısallığın izi sürülür.
Form bozulur. Keserek, bozarak, parçalayarak ve yakarak yitirilen çalışmalar fazlalıklar üzerinden yeniden yorumlanır. Kimi zaman atıl ve işlevsiz parçalar bir araya getirilirken, kimi zaman üst üste yapıştırılarak ait olduğu bağlamdan sökülen bantlar yeniden kurgulanır. Karışıklıklar, kopuşlar, dağılmalar ve tutunamama halleriyle ölüm alanına yakın olma haliyle ilişkilendirilen fazlalıklar bir oyunla birleşir. Berfin’in parmak izleri, Tajdin’in gemi formu, Şükran’ın şeker kağıtları ve Narin’in naylon çiçekleriyle yeniden bir araya geldiğimiz bu oyun, bir sınıf ortamında deneysel bir projeye dönüşmektedir. Yeni şeyler aradığımız, aramızda konuştuğumuz ve ancak birlikte yaratabileceğimizi öğrendiğimiz bu sürecin tüm parçaları önemsiz görülen fazlalıklar üzerinden bir araya gelmektedir.
Veli Aras Yalçınkaya:
1987’de Tekman’da doğdu. 2014 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümü’nde lisans,
2018 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans öğrenimini tamamlamış olup Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Bölümü’nde Doktora/Sanatta Yeterlik öğreniminedevam etmektedir.
Ödüller
2021 – 7. Güncel Sanat Proje Yarışması, Başarı ödülü, İstanbul
2020 – 6. Güncel Sanat Proje Yarışması, Mansiyon ödülü, İstanbul
2019 – 5. Güncel Sanat Proje Yarışması, Başarı ödülü, Ankara
2019 – 18. Şefik Bursalı Resim Yarışması, Başarı ödülü, Eskişehir
2017 – 17. Şefik Bursalı Resim Yarışması, Başarı ödülü, Ankara
2016 – Adana Ressamlar Derneği Resim Yarışması, Mansiyon ödülü, Adana
2014 – Karabük Üniversitesi Resim Yarışması, Başarı ödülü, Karabük
2013 – Gazi Üniversitesi Resim-Heykel Yarışması, Başarı ödülü, Ankara
Seçilmiş Karma Sergiler
2022 – 8. ArtAnkara Çağdaş Sanat Fuarı, Çankaya Belediyesi, Ankara
2021 – 19. Şefik Bursalı Resim Yarışması, Ankara
2019 – Artweeks Akaretler “Nasıl Söylesem”, İstanbul
2018 – 37. DYO Sanat Ödülleri, Galata Rum Okulu, İstanbul
2017 – 3. Yunus Ensari Resim Yarışması, Platform A Sanat Galerisi, Ankara
2016 – 73. Devlet Resim Heykel yarışması, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, Trabzon
2015 – 6. Ege-art Sanat Ödülleri, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, İzmir
2014 – Peker Sanat Ödülleri, Çağdaş Sanatlar Merkezi, Ankara
2013 – Söbütay Özer Resim Yarışması, Cermodern, Ankara
Vecdi Uzun
Son Yazıları Vecdi Uzun (tüm yazıları)
- HABİP AYDOĞDU SERGİSİ İŞ SANAT ANKARA SANAT GALERİSİ - Mayıs 15, 2022
- Veli Aras Yalçınkaya - Mayıs 15, 2022
- TÜRKİYE’DE SANAT FUARCILIĞI - Nisan 21, 2022