Oğuzhan Atatanır 1997 yılında Kahramanmaraş ‘ta doğdu. İlkokul ve ortaokul eğitimini Kahramanmaraş Ortaokulu’ nda tamamladı. 2016 yılında Gaziantep Güzel Sanatlar Lisesi’ nden mezun oldu. 2020 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim Bölümü’ nden mezun oldu. Uluslararası Datüp yarışmasında
birincilik ödülü ve çeşitli yarışmalardan sergilemeleri bulunmaktadır. Çalışmalarına kendi atölyesinde devam etmektedir.
Okuyucularımıza kendinizden, sanatsal süreçlerinizden bahseder misiniz?
Süreci kendi içime dönüş olarak değerlendirmekteyim. Dışsal olguları bir takım süzgeçten geçirerek
sanatıma yansıtmaya çalışıyorum. Bu süreçte bir çok şey yol gösteren olabilir; okuduğum bir kitap,
izlediğim bir film, dinlendiğim bir müzik ya da ön plana çıkardığım bir kişi…
Ancak süreci tahmin edebilmek zor bir mesele. Bu sebepten onu uzun bir yola benzetiyorum ve tam olarak bu
yolun neresindeyim ve nerede biter bilmiyorum: Tek bildiğim bu yolda yürümekten memnunum.
Sanatsal üslubunuz ve tekniğiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Günümüzün dinamizminde bir çok şey hızlıca değişmekte ve gelişmekte ve biz sanatçılar da bundan
pay alıyoruz. Çünkü sanatı yaşayan bir canlı gibi görüyoruz: Sürekli değişen ve gelişen… Ben de bu
değişime paralel olarak kendimi yenilemeyi ve daha ileriye götürmeyi düşünmekteyim bu sebeple şu an
için kendimi tam olarak bir üsluba ait görmüyorum.
Kullandığım teknikler de aslında yukardaki düşüncelerimle paralel ilerliyor. Tuval üzerine bazen yağlı
bazen akrilik bazen de pastel boya kullanabiliyorum. Dışa vurmak istediğim duygusal durumları tek bir
teknikle ya da tek bir plastik değerle anlatmak yerine farklı yollarla ifade etmeyi tercih ediyorum.
Eserlerinizde figüratif çalışmalar ağırlık olmasının yanında düşsel bir anlatı görüyoruz. Bu sürreal etkiyi
eserleriniz üzerinden anlatır mısınız?
Şu bir gerçek ki biz insanlar yaşadığımız gezegenin merkezinde yer alan canlılarız. Tüm çevreyi kendi
etrafında şekillendiren değiştiren ve yönlendiren karmaşık varlıklarız. Tabii bu karmaşık yapıdaki varlığı
alışılışmış formun ve etin dışında farklı bir şekilde tuvale aktarmaktayım. Zaten bu farklılık çalışmalarımda
sürreal bir etki yaratmakta. Bu etkileri kimi zaman büyüklük küçüklük algısını kırarak kimi zaman da
figürdeki deformasyonlarla ifade etmekteyim.
Eserlerinizdeki portrelerde izleyiciyle iletişim kurmaya çalışan gözler yakalıyoruz. Ne söylemek
istiyorlar?
Çevreye dair ilk izlenimimizi en çok gözler yoluyla gerçekleştiririz. Hatta ilk anlamlandırmada da en çok
görev gözlere düşer. İşte istediğim şey de bu, figürlerim ve izleyiciler bir araya geldiğinde ortaya bir
enerji çıkmasını amaçlıyorum. Bu enerjinin de izleyici ve resmim arasında samimi bir merak
uyandırmasını istiyorum.
Son dönem eserlerinizde içinde bulunduğumuz dönemin etkisini hissediyor musunuz? Eğer
etkiliyorsa bu ne oldu?
İnsanlar her zaman yaşadığı dönemin etkisinde kalmıştır. Sanatçılar ise yaşadığı bu etkiden çevreye karşı
sorumludur diyebiliriz. Kimi sanatçı bunu objektif bir şekilde dışa aktırırken kimisi de bir tepki olarak
farklı yollarla ifade eder. Tıpkı I. Dünya Savaşı’ ndan sonra ortaya çıkan dadaizmin ve sürrealizmin
kendini ifade etmesi gibi. Ben de tabi ki son zamanlardaki zor koşullardan etkilenen bir çok kişiden
birisiyim. Aslında bu koşullar son zamanlarda yaptığım çalışmaları da etkisi altına aldı desem yanlış
olmaz.
Oğuzhan Atatanır | instagram
Sanat | Kitap | Kişisel Bir Yazı Tahtası | nazliisik.com
Son Yazıları Nazlı Işık (tüm yazıları)
- Genç Sanatçı Gülcenur Özdemir - Kasım 20, 2023
- Genç Sanatçı Esin Berk Röportajı - Kasım 10, 2023
- Hayatının İkinci Bölümüne Hoş Geldin Seramik Sergisi A. Ceren Asmaz - Haziran 8, 2023
