Ressam Nursun Hafızoğlu

Okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?

2011 yılında Çukurova Üniversitesi Resim-İş Eğitimi Resim Anasanat Dalında lisans eğitimimi, 2020 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat Dalında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Yurt içinde 3 kişisel sergi açtım, birçok karma sergiye katıldım. 3 ödülüm ve bireysel – kurumsal koleksiyonlarda eserlerim bulunmaktadır.

Sanatsal üslubunuzdan bahseder misiniz?

Kent teması üzerine yoğunlaşıyorum ama kenti sadece seyirlik bir nesne olarak değil, karşıtlıkları üzerinden sorgulamaya çalışıyorum. Çalışmaların ana eksenine yerleştirdiğim  “doğa-kent mücadelesi” üzerinden; yaşam alanlarını, ait olma durumlarını ve çıkar ilişkilerini sorguluyorum. Bu çatışmayı kurgularken uygarlık temsilleriyle bir hesaplaşma içerisine giriyorum ve amacımın aslında gerçekliğe ulaşmak olduğunu söyleyebilirim. Doğanın bütünlüğüne ve sürekliliğine yapılan acımasız müdahalelerin yaşamsal olarak gerekli olup olmadığının ve -modern kentlerin doğaya yabancılaşan insanının- artık doğayla barışması gerektiğinin işaretleri de çalışmalarımdan okunabilir.

Kent ve doğa ilişkisi üzerine düşünceleriniz nedir?

Doğa-kent ilişkisine günümüz modern kentleri açısından baktığımda, kentlerin doğa ile tamamen uyumsuz ve özdeşleşememiş olduğunu söyleyebilirim. Özellikle tüketim kültürünün serpilip, çığ gibi büyüdüğü yerler olarak kentler, doğayı sadece zapt edip betonla doldurmamış, aynı zamanda kentlilerin ihtiyaçlarını ve tabi ki ihtiyacı olmayanlarını da karşılama konusunda başvurulan tek kaynak olmuştur. Kent içerisinde yer verilen yeşil alanların ise asıl amacı doğayı korumak-kutsamak değil, kentteki yaşam kalitesini sosyal, fiziksel ve psikolojik açıdan arttırmaktır. Evet insan doğaya yabancılaşmıştır ama onun parçaları olarak doğa ile iletişim kurmaya hala ihtiyaç duymaktadır. O küçük yeşil alanlar da bu sahte birlikteliği icra edebilmenin ikiyüzlü bir yoludur bana göre. Doğa açısından ilişkiye baktığımızda ise, kent tarafından varlığına sürekli olarak yapılan bu acımasız müdahalelerden çok memnun olduğunu ve bu ilişkiyi bu derece acılı, sancılı şekilde devam ettirmek istediğini düşünmüyorum. Türü hızla tükenen canlı çeşitliliği de bu durumun bir işareti olarak görülebilir. Ve maalesef kentlerin git gide artan, gözleri kamaştıran varlığına karşın, doğanın hep kaybettiğini, acı çektiğini ve yok olmaya başladığını gözlemleyebiliyorum.

Kent imgesinin insan üzerindeki etkisi eserleriniz üzerinden yorumlar mısınız?

Kent hayatının fiziki, sosyal, maddi olanaklarının yanı sıra toplumsal-siyasal sarsıntılar da insanların kırsaldan kente doğru yer değiştirmesine sebep olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun büyük çoğunluğu kırsal alanda yaşarken, günümüzde bu durum tam tersine dönmüştür. Çalışmalarımda bu hızlı dönüşün yerleşim alanlarını nasıl etkilediği ve bu etkinin psikolojik olarak insan üzerindeki yansımaları üzerinde de duruyorum. Kentli insan, kent hayatının sıkışmışlığının, yığılmışlığının, yalnızlığının, çözümsüzlüğünün, kaosunun üzerine bir de doğadan kopmuş olmasının etkisini ve hissettikleri özlemini çalışmalarımda sıklıkla kullanıyorum.

 

Ressam Nursun Hafızoğlu’ na değerli cevapları için Mecmua İstanbul adına teşekkür ediyoruz.

Eserlerinizde bazı sembollere yer veriyorsunuz. Bu simgelerde bahseder misiniz?

Çalışmalarım katmanlar ve göstergelerden oluşmaktadır. Bu göstergelerin bir bölümü kente ait sıradan biçim işaret ve sembollerden oluşurken (binalar, elektrik direkleri, otoyollar, trafik işaretleri,…) bir bölümü de doğaya ait imgelerden (geyik, arı, dağ, bitki soyutlamaları,…) oluşmaktadır. Bu göstergelerin parçalanma anını da yansıtan kurgular üzerinden gerçekliği ele geçirmeye çalışıyorum. Kullandığım bu göstergeleri düz bir çizgi üzerinde ilerletmektense, onları parçalayarak asıl anlamlarını ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Çalışmalarımda söz gelimi sıradan bir uçak imgesi sadece kente ait bir nesne olarak değil, insanın doğaya karşı olan gücünün, iktidarının da yansıması olarak yer almaktadır. Çünkü uçak imgesi doğaya karşı hem bir meydan okuma hem de bir savaş aracı olarak yer aldığı dizgedeki tüm anlamı da değiştirme kapasitesine sahiptir. Resmi oluştururken seçtiğim bu imgeler art arda gelerek bir süreklilik ve bütünlük oluştururlar ve bu imgelerin dizilişi ise bizi çalışmadaki asıl anlama götürür.

[/ dropcap] Nursun Hafızoğlu | instagram

 

Sanat | Kitap | Kişisel Bir Yazı Tahtası | nazliisik.com

Nazlı Işık | instagram

The following two tabs change content below.
1992 Ankara doğumlu Nazlı Işık" Yeni Nesil Sanat" topluluğu sanatçılarındandır. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği bölümünden 2014 yılında mezun olan Nazlı Işık, 2018 yılında İstanbul Arel Üniversitesi Grafik Tasarımı bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır. Yurt içi, yurt dışında karma sergi ve fuarlarda yer alan sanatçı, eser çalışmalarına Ankara’ da atölyesinde devam etmektedir. Nevart Sanat ve Tasarım Akademisi’ nde eğitim koordinatörlüğünün yanı sıra Geleneksel Kuyumculuk Yöntemleri üzerine Ahumay Sanatevi’ nde eğitimi sonrasında çalışmalarına devam etmektedir.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.