Ressam Şemsi Altaş

Okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?

Öncelikle tüm okuyucularınıza merhaba!

Anadolu Üniversitesinde lisans ve yüksek lisans eğitimimi tamamladıktan sonra 2014 yılında Hacettepe Üniversitesinde Sanatta Yeterlik eğitimime başladım ve 2018 yılında tamamladım. Bu süre zarfında çalışmalarımda belli kavramlar ön plana çıkarak izleyicisine yeni anlam aralıkları açtı. Söz konusu kavramlara birazdan değineceğim. Tekrar kendime dönecek olursak, akademik kariyerim sanat hayatıma önemli katkılar sağladı. Şu anda ise gerek akademik faaliyetlerime gerekse sanatsal üretimlerime devam etmekteyim. Bu bağlamda da ulusal ve uluslararası birçok sanatsal faaliyetin içerisinde yer almaya devam ediyorum.

Eserlerinizde yer edinen ” An” ı tanımlar mısınız?

Zaman diziliminden koparılmış olan parçadır ‘An’. Çalışmalarımdaki ‘an’lar yatay biçimde akan zaman aralığının dikey kesitleridir. Dolayısıyla imgelerin dünyasına ilişkin belirli kesitlerdir. Tabii her resim mutlaka belirli ‘an’ı anlatır, fakat çalışmalarımdaki figürler kendi yaşam simbiyozu içerisinde kendi ‘an’larını yaratmışlardır. İzleyici o ‘an’ ın dizgesine ortak olmaktadır. Öncesini ve sonrasını bilmediğimiz sadece o ‘an’ a şahit olduğumuz bir zaman aralığıdır. Dolayısıyla çalışmalarımdaki anlar sadece o ‘an’ ı anlatan görüntülerdir.

Eserlerinizde bedenlerdeki değişimi göz önüne alırsak kimlik kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bedenlerdeki değişim demişken o kısmı biraz açmak ve sonrasında asıl sorunuza gelmek isterim. ‘Değişmek’ aslında farkında olmadan kendi içerisinde dönüşüm yaşayan evrimsel bir süreç diyebiliriz bu duruma. Tabii bu durumu tetikleyen temel nedenler ise toplumsal değişimler, yaşantı ve dünyayı yorumlama biçimi olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü hayat dediğimiz olgu bu kadar akış halindeyken sanatçının bu durumdan etkilenmemiş olması mümkün değildir. İşte bu nedenle bende sizler gibi söz konusu değişimi gördükçe ‘evet hala resimlerim yaşıyor’ diyorum. Sorunuzdaki kimlik kavramına gelecek olursak; ‘Öteki Ben’ sergimle ilişkili olarak bunu cevaplamak istiyorum. Çalışmalarımı Jacques Lacan’ın ‘öteki’ kavramı üzerine şekillendirdim. Dolayısıyla varlık, ötekiyle olan diyalektik ilişkisi ile var olmaktadır. Bu nedenle figürlerim doğrudan bir kimliğe sahip olmak yerine izleyici karşısında kendisini öteki haline getirmektedir. 

Eserlerinizde kullandığınız beli başlı renkler var: Özellikle siyah. Bu rengin eserlerinizdeki önemi nedir?

Evet, söylediğiniz gibi son dönemde siyaha fazlasıyla yer veriyorum. Buradaki temel neden ise çalışmalarımdaki desen etkisini arttırmak. Hatta özellikle son çalışmalarımda çizgiler gittikçe ön plana çıktı. Çizgilerin ön plana çıkmasıyla birlikte biçimsel anlayış çalışmalarımın temel unsuru haline dönüşmüştür. Bu durumun imgelerimin ruhsal derinliğini de arttırdığını söyleyebilirim. Tabii bu noktada rengin nötr hale dönüşmesi önemlidir.

Gözlemlerinize dayanarak pandemi sürecinin kendiniz ve sanat dünyası üzerindeki etkilerini bizimle paylaşır mısınız?

Son soruda olduğu için isterseniz bu kısmı biraz daha uzun tutalım. Pandemi süreci tüm alışkanlıklarımızı değiştirse de daha fazla üretmeme ve okuyabilmeme neden oldu. Bu süreci içe kapanarak geçirdiğimi söyleyebilirim. Tabii bu süreç içerisinde içe kapanmanın yanı sıra ‘detay sanat’ youtube kanalında sanat söyleşileri programları başlattık. Hala devam eden proje kapsamında birbirinden farklı sanatçı hocalarımızı ağırlıyoruz. Dolayısıyla kendi adıma pandemi sürecini verimli geçirdiğimi söyleyebilirim. Hatta bu sorunuzla da bağlantılı olarak, normalleşme süreci içerisinde (yaz aylarında) iki farklı şehirde ‘Küçük Arzu Nesnesi (Objet Petit a)’ ve ‘Büyük Arzu Nesnesi (Objet Petit a)’ sergileri üzerine çalışıyorum. Kavramsal açıdan daha önce gerçekleştirmiş olduğum ‘Öteki Ben’ sergisi ile ilişkili bir sergi olacak. Peki neden ‘Objet Petit a’ ? Bu soruya ise şimdilik kısa bir cevap vereceğim. Belki bir başka röportajda bu iki sergiyi ve kavramı derinlemesine konuşuruz. Fakat şunu söyleyebilirim ki, ‘Objet Petit a’ yeri doldurulamayacak olan arzu nesnesidir. Ulaşılmaz tutku parçacıklarıdır. Ayrıca Jacques Lacan felsefesinin temel kavramlarında birisidir. Şimdilik bu kadar bahsetmenin yeterli olacağını düşünüyorum. Size ve okuyucularınıza teşekkür ediyorum.

 

Ressam Şemsi Altaş’ a değerli cevapları için Mecmua İstanbul adına teşekkür ediyoruz.

Şemsi Altaş | instagram

 

Sanat | Kitap | Kişisel Bir Yazı Tahtası | nazliisik.com

Nazlı Işık | instagram

The following two tabs change content below.
1992 Ankara doğumlu Nazlı Işık" Yeni Nesil Sanat" topluluğu sanatçılarındandır. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği bölümünden 2014 yılında mezun olan Nazlı Işık, 2018 yılında İstanbul Arel Üniversitesi Grafik Tasarımı bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır. Yurt içi, yurt dışında karma sergi ve fuarlarda yer alan sanatçı, eser çalışmalarına Ankara’ da atölyesinde devam etmektedir. Nevart Sanat ve Tasarım Akademisi’ nde eğitim koordinatörlüğünün yanı sıra Geleneksel Kuyumculuk Yöntemleri üzerine Ahumay Sanatevi’ nde eğitimi sonrasında çalışmalarına devam etmektedir.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.