Sergi Mekanları Galerilere Tarihsel Bakış

Sanat eserleri için önemli bir yere sahip olan sergi mekanlarına kısa bir tarihsel gezinti yapacağım bu yazımda.

Sergi mekanları olarak galeriler tanımlanmakta olup eserlere karşı sorumluluklara sahiptirler. Fakat sanat tarihine baktığımızda galeri kavramının pek yeri olduğu görülmemekle birlikte önemli bir yere sahip olduklarını gözlemleyeceğiz.  Modern galeriler öncesi dönemde resimler, antikacılarda, sanat malzemesi satan kırtasiyecilerde, eskicilerde satılmaktaydı. Ancak sanat yapıtının ” sanat ” olarak algılanmasında galeri mekanı günümüzde önemli bir yere sahiptir.. Bu nedenle bu algıyı engelleyecek her türlü dış etkenden arınmış olması gerekir. Bu soyutlanma sanat yapıtı dışında her şeye karşı olmalıdır.

Brian O’ Doherty galerileri ”Gölgesiz, temiz ve yapay mekanlar…” olarak tanımlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında galeriler, öznede sonsuzluk hissi yaratır ve öznenin algısını eser dışında bir alana taşımamaktadır.

Tarihsel olarak ele aldığımızda sergi mekanları, 1699- 1800′ lü yıllarda Fransa’ da devlet himayesinde ”Salon” olarak tanımlanan alanları oluşturmaktadır. Louvre Sarayı’ nda uzun bir dönem Kraliyet akademisi gözetiminde gerçekleştirilen sergiler büyük rağbet görmüştür. Bu durum tabii ki bir pazara dönüştürülmüş ve Samuel F.B. Morse’ a ait, dönemin sergileme anlayışına tanıklık ettiğimiz Louvre Sarayı’ nın duvarlarına istiflenmiş bir sergileme ile sanatsal nitelik geri plana atılmıştır. Bu istif düzeninde göz hizası ve bunun dışındakiler olarak ayrım bulunmaktadır. Göz hizasına dikkat çekmesi istenen resimler asılmıştır.

Samuel F.B. Morse, Louvre’ da Sergi Salonu, 1832-33

Modernizmin öncülerinden Courbet 1855 yılında radikal bir çıkış yaparak kendi sergi alanını oluşturmuş ve kendi yapıtlarının bağlamını kendisi kurgulayan ilk sanatçı olmuştur.  1874′ te izlenimciler ilk sergilerinde resimlerini Salon’ da yan yana istifleyerek süslü çerçeveler tercih etmiş ve kendilerine ” Büyük Ressamlar” statüsü vermişlerdir.  Burada da görülmektedir ki resmin asıldığı duvarla arasında bir ilişki vardır. Geç modernist dönemde resim, resim düzleminden çıkıp üç boyuta ulaşacaktır.

19. yy. sonlarına doğru adından söz ettiren modernist estetik anlayışı iler galeri olarak tanımlanan günümüz mekanları yerini almaya başlamıştır. Ancak günümüz sanat galerinin ticarethane özelliğinden çok daha farklı bir bakış açısına sahiptirler ve öncülerini Paul Durand-Ruel olarak alırlar. Durand Ruel geleceğe oynamaktadır. Dönemin galerilerince paradan önce hiç adı duyulmamış yetenekleri keşfederek ve sergileyerek yol alır. Bu nedenle lakabı Peder’ dir. Galeri anlayışının en erken geliştiği yerlerden biri Hollanda’ dır. Burada da sanat yapıtı piyasası Aziz Luka Loncası’ dır.

Paul Durand-Ruel, 1910, Auguste Renoir

Durand Ruel, galerileri sabit mekandan çok Berlin, Münih ve Viyana üçgeninde uluslararası bir ağ ile meslektaşlarıyla olan işbirliği ile yaymıştır. Empresyonistlerle birlikte Münih’ te de bu akımı Berlin’ deki temsilcisi Bruno ve Paul Cassier ile Cassier Galerisi açılmış, Durand Ruel ile birlikte empresyonizm Berlin’ e taşınmış olur.

Avangard dönemde ise Durand Ruel’ in takipçileri Vollard ve Kahnweiler avangard sanat galeri ile Paris’ te devam ederler. Cézanne, Matisse ve Picasso gibi önemli isimler ilk sergilerini Vollard ile açarlar. Kahnweiler ise kübizmin yükselişinde yer almış ve Picasso  şunu söylemiştir: “Eğer Kahnweiler olmasaydı, halimiz nice olurdu?” Kübizm modern döneme geçişte boya resminin yok olmaması ertelemiştir.

Ambroise Vollard, standing in front of Picasso’s Evocación El entierro de Casagemas

Ambroise Vollard by Brassai

Pablo Picasso and Art Dealer Daniel-Henry Kahnweiler

Félix Fénéon’u da 20. yy da önemli galericilerden biridir. Kendisi en iyilerden biri olarak anılır ve anarşist bir çok eylemde adı geçmiş ve yargılanmıştır. 1906 yılında Pariste önemli bir galeri olan çağdaş sanat galerisi Bernheim-Jeune’ ün yönetimini alır ve en etkin haline getirir.

Félix Fénéon

II. Dünya Savaşı nedeniyle Avangard sanat, 1910′ lu yıllarda Paris’ teki merkezi New York ile yer değiştirdi. Amerikan Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’ nin açtığı Armory Show sergisi ile bu değişim başladı. Vollard ve Kahnweiler başta olmak üzere Duchamp gibi sanatçıların yoğun çabası sonucu Madison Galeri’ de gerçekleşmesi konuşulurken eski bir silah deposunda gerçekleştirilmiştir.

New York’ta açılan Société Anonyme, Inc. Galerisi 1920′ li yıllarda ilk Amerikan modern sanat müzesi niteliğinde kabul görmüştür. Duchamp ve MAn Ray’ ın destakleriyle Katherine Drier tarafından kurulmuştur.

Julien Levy, 1930′ lu yıllarda kendi galerisini açar. Önemli isimlerden Ernst, Dali, Giacometti, Kahlo, Magritte, Chirico  New York’a tanıtan Levy olmuştur. Joseph Cornell ve Arshile Gorky’ i ilk keşfeden de Julien Levy’ dir.

Art of This Century, Peggy Guggenheim ‘ in 1942 yılında açtığı galeride 1920′ lerden itibaren gidip geldiği Paris’ tki arkadaşları Kandinsky, Klee, Picabia, Braque, Gris, Severini, Balla, Mondrian, Miro, Ernst, de Chirico, Tanguy, Giacometti, Brancusi, Moore, Arp gibi sanatçılara ait ciddi bir koleksiyona sahiptir.

Fakat sanat galerileri her zaman ”sanatın ticarete mesafeli olması” çizgisinde gitmemiştir. Joseph Duveen, sanat tekelcilerini tekeline toplayarak sanatın karanlık yüzünü başlatan kişi olmuştur. Amerika’ da müzelerin yayılmasının ardındaki kişidir. ABD’ de bulunan İtalyan eserlerin yüzde yetmişini ülke Duveen getirmiştir. Tüm dönemlerin en etkili sanat taciri ünvanını taşır. National Gallery’ nin kurulmasındaki yeri yadsınamaz. Avrupa sanatıyla Amerikan sermayesini birleştirerek entrika dolu sanat hayatını en üst düzeye taşımıştır. Avrupa’ daki müzeler büyük bağışlarda bulunur. Osmanlı’ dan kaçırılan Parthenon Tapınağı’ nda da parmağı vardır. Londra’ da Tate Galeri’ de kendi adıyla bir bölüm inşa ettirir. Öyle ki Sir Osbort Sitwell otobiyografisinde bu bağışlara şöyle değinir:

“Lord Duveen’in ülkemize sunduğu değerli armağanlar onun adına dikilmiş birer anıt gibi yükselmektedirler. Ama çok acıdır ki, bu görkemli armağanları sağlayan para, İngiliz resminin en seçkin eserlerini ABD’ye satarak kazanılmıştır. Şimdi müzelerimize ait sanat galerileri çok, ama bu galerilere koyacak resmimiz yok.”

Sanatın yeraltı krallığını Londra, New York, Paris üçgenindeki hafiyeleri sayesinde başarır. Gelmiş geçmiş en çok kazanan ve hakimiyet altına alan en kötü şöhretli sanat simsarıdır.

Sözün özü sanat tacirliği maalesef ki Durand Ruel’in düşünceleri gibi ilerlememiştir.

“Hakiki bir sanat taciri, çıkarlarını her zaman sanatsal inanışlarına feda edebilmeli ve spekülatörlerin çevirdiği dolaplara bulaşmaktansa onlarla savaşabilmelidir.”

 

 

Nazlı Işık Web Sitesi

The following two tabs change content below.
1992 Ankara doğumlu Nazlı Işık" Yeni Nesil Sanat" topluluğu sanatçılarındandır. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği bölümünden 2014 yılında mezun olan Nazlı Işık, 2018 yılında İstanbul Arel Üniversitesi Grafik Tasarımı bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır. Yurt içi, yurt dışında karma sergi ve fuarlarda yer alan sanatçı, eser çalışmalarına Ankara’ da atölyesinde devam etmektedir. Nevart Sanat ve Tasarım Akademisi’ nde eğitim koordinatörlüğünün yanı sıra Geleneksel Kuyumculuk Yöntemleri üzerine Ahumay Sanatevi’ nde eğitimi sonrasında çalışmalarına devam etmektedir.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.