Türklerde Heykel Ve İnsan Figürü Düşmanlığı Ne Zaman Başladı?

TÜRKLERDE HEYKEL VE İNSAN FİGÜRÜ DÜŞMANLIĞI NE ZAMAN BAŞLADI?

Anadolu Türk tarihinin ilk dönemlerinde henüz gelişmeye başlamış bir figür sanatının daha çok gelişme imkanı bulamayışı Türk kültürünün sonraki dönemleri için çok büyük bir kayıptır.

Batı kültürünün en büyük göstergelerinden biri resim ve heykel sanatıdır. Batı sanatındaki resim ve heykelin toplumdaki hem algılanma biçimi hem o toplumun dünyadaki hayatına paralel bir ikincil sanal yaşamı bu aracılar vasıtasıyla yaşatması anlamına gelir. Günlük hayatı resim ve heykelle, romanla tiyatro ve operayla, müzikle, defalarca yaratmak, batıda imrendiğimiz bilimsel gözlemi geliştiren en büyük mekanizmadır. Bunun varlığının ve ilk adımlarının Selçuklu çağında Anadolu’da önce var ve sonradan yok olduğunu saptamak kuşkusuz tarih yorumuna çok acıklı boyutlar getiriyor.

Bu coğrafyada, Türklerde Heykel ve resimlerde figür bağnazlığı eski dönemlerde (özellikle Selçuklularda) hatta Osmanlı döneminin ilk yüzyıllarında yoktur. Böyle olsaydı 19.yy Avrupa gezginleri, Konya surları üzerindeki zengin figürler müzesini resimleyemezlerdi. Sağ taraftaki Pazar kapısıdır. Meleklerle birlikte üstelik! (Gravür 1-2)

Sivas Divriği Şifahanesi ‘nin taç kapısının dıştaki bordürüne dikkatle bakanlar sağ ve solda birer portreyi görmüşlerdir. Yüzleri tahrip edilmiş vaziyette kapının sağ ve solundadır bulunur. En dıştaki bordürde bir kadın bir erkek portresi vardır. Nasıl oluyor da hayatının önemli bir bölümü Gürcülere cihat açmak olan Mengücek Beyi Şifahanesinin taç kapısına, ne kadar simgesel olursa olsun iki insan figürü koyulmasına izin vermiştir?

Bunun ne denli zor bir karar olduğunu anlamak için Süleymaniye Şifahanesi kapısına iki insan figürü konma olasılığını bile düşünmek yeterli midir?

16.yy da Süleyman bunu yapamazdı. Selçuklu toplumunda Sultanların dini kaidelere uyma baskısı hissetmedikleri bir gerçektir.

Selçuklu sanatçıları arasında Sivas’a yerleşmiş bir Şehistanlı, Afgan sınırından gelmiş bir İranlı yahut bir Süryani Arap’ın da olduğunu kaynaklardan biliyoruz.

Netice olarak; bir derece büyük boyutlu heykel konusunda Anadolu Müslümanlarının doğrudan tepkisinin olması makul sayılsa bile özellikle insan resmi konusundaki ambargonun Anadolu Selçuklu dönemi sonrasında oluştuğunu düşünmekteyim.

 Vecdi Uzun

The following two tabs change content below.

Vecdi Uzun

1959 Mersin doğumludur. İşletme ve Felsefe Lisans mezunu olup, Sanat Tarihi Lisans ve Yüksek Lisans eğitimine devam etmektedir. İş hayatını başlangıçta banka ve finans sektöründe üst düzey yönetici ve daha sonra bir dış ticaret şirketinde ortak olarak sürdürmüştür. Yayınlanmış bazı sanatçı biyografileri kitapları bulunmaktadır. Şu an düzenli olarak çeşitli gazete ve dergilerde başta “Genç Ressamlar” olmak üzere plastik sanatçıları tanıtıcı yazılar, inceleme yazıları ve sanat yazıları yayınlamaktadır.

Son Yazıları Vecdi Uzun (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.