Filiz Ural Söyleşi Haberi Sibel Sicimoğlu

Filiz Ural Söyleşi Haberi Sibel Sicimoğlu

Filiz Ural söyleşimiz değerli konuklar… Sevgili okur, Nehir söyleşilerimizde bu kez Ressam – Mimar Sevgili “Fural “ Filiz Ediger Ural ile birlikteyiz ; bize kalbinin zihninin kapılarını azıcık aralaması ricasıyla böylesi bir sohbetteyiz. Teşekkür ediyor ve başlıyoruz…

SS- Filiz’ cim merhaba , ne güzel olacak iki arkadaş olarak da söyleşeceğiz. Şimdi hiç sözü uzatmadan başlıyorum ; Mimar Filiz Ural , Ressam Filiz Uralı yalnız bırakmadı destekledi mi ,sen aynı zamanda DGS Mimarlık Akademisi mezunu ,yıllarca mesleğini icra etmiş bir yüksek mimarsın zira… Kübist , konstrüktivist çizginin nasılını , mimarlığın nasıl olup da bu yönde alt yapı oluşturduğunu anlatmanı rica etsek ?

FU – Sibel’ cim benimle söyleşi önerine çok teşekkür ederim. Umarım güzel bir söyleşi olur… Konstrüktivizm 1914’de Rusya’da ortaya çıkmış ,plastik sanatlar ; resim ,heykel ve mimari alanlarında egemen olmuş ; genelde çağdaş malzemeler kullanan ve geometrik kompozisyon anlayışını benimseyen bir akımdır. Konstrüktivizm geçmişle tüm bağlarını koparmış güncel malzeme ve teknikler kullanılarak bir biçimlendirme çabası içinde olmuştur.Vladimir Tanlin’in önderliğinde ilk olarak ortaya çıkmışsa da mimaride  tasarımdan öteye gidememiştir. Resim ve heykel alanında  çok daha verimli gelişmiştir.Türk resim sanatının gelişmesinde asker ressamların nasıl rolü varsa mimar ressamlarında bu gelişmeye önemli katkıları olmuştur. Bilinen en ünlü mimar ressamımız Cihat Burak’tır. Uzun yıllar mimarlık edinimi sonrası içimdeki tutkulu resim isteği geride bıraktığım duyarlılık yeniden açığa çıktı. Bu süreçte yaşadığım deneyimler bilgi birikimleri ötelediğim resim yapma isteğimi öne çıkardı .Bilgi ve birikimlerle ilgili avantajları kullanma ve kavrama şansı yakalamış oldum.

Uzun mesleki deneyim süreci ve yaşanmışlıklar benim resimlerimde belirgin bir üslup farklılığı oluşturdu. Hiçbir zaman hazır kalıp ve hazır reçetelere eğilimim olmadı. Kendimi var edebilecek anlatım diline ilişkin öz-biçim yaklaşımlarımda yol göstericim sezgilerimi ve coşkularımı işin içine katmak oldu.

SS- Şimdi biraz içerikten konuşalım… Resimlerinin izleyicisine dillendirdiği hikayeleri var , son sergin Küba ile ilgili örneğin , öncesinde özellikle Jazz var . Sende ki izlerden yola çıkmış ,sanatsevere ya da herhangi bir izleyicinin zihnine göndermeler . Esinlenme sürecinden bahseder misin ?  Nasıl oluyor ? Neler düşlerini ,düşüncelerini tetikliyor ve şekle bürünüyor …

FU – Elbette resimlerimde tutkunu olduğum mekanlar ve değişmeyen konular var. Özellikle müzik satan insanlar ,gelincikler ,güneşe aşık ayçiçekleri ve bozkırı , yol kenarlarını seven çakır dikenlerinin yanı sıra ,İstanbul’un tarihsel figürlerini ve onları yalnız bırakmayan martıları tuvalime yansıtmayı seviyorum. Müzik benim tek yaratım kaynağım. Birincisi insanlar arasında ortak bir dil olduğuna inanıyorum. İkincisi eşimin caz müziğine meraklı olması, sürekli dinlemesi resimlerimde bu konuya ağırlık vererek,bende ona eşlik etmek isteğini doğurdu… Ayrıca gelincikler ve ayçiçeklerini resmetmeyi de seviyorum. Onlar bana iletişim içinde olan insanları  anımsatıyor. Ben Anadolu’da insan ilişkilerinin çok yoğun ve samimi yaşandığı bir kentte yetiştiğim için bu günkü yaşamımda bu ilişkileri arıyorum ve resim yaparak aslında bunları yakalamaya çalışıyorum.

Aynen gelincikler ve ayçiçeklerinde olduğu gibi….

Düşünsene , yaprakları ,çiçekleri biri ötekinin üzerine binmiş, dalları birbirlerine sarılmış. Tıpkı insanların sosyalleşmesi gibi.Tek bir figür çalışmak bana mutluluk ve coşku vermiyor. Sevgili Sibel Küba’ya gelince… Pandemi  başlamadan bir yıl önce Küba gezisi yapma şansı yakalamış olduk.

Bildiğin gibi müzik insanlarını resimlemeyi seviyorum…Küba’ya gidince tam yerine düştüğümü anladım. Sanki her yerden müzik fışkırıyordu. Döner dönmez Küba müzik insanları üzerine çalışmayı aklıma koyduğum için bol bol fotoğraf çektim. Dönünce çektiğim fotoğraflardan yeni kolajlar ve kompozisyonlar yaratıp çalışmaya başladım .Bu sırada pandemi yasakları başladı.

 

The following two tabs change content below.

SİBEL SİCİMOĞLU

Sibel Sicimoğlu , 1962 istanbul Doğumludur. Uluslararası Pazarlama ve İşletmecilik lisans ve yüksek lisansını Marmara Üniversitesinde tamamlamıştır. 1988 ‘yılında başlayarak 25 yıl Enerji Otomasyonu konusunda işveren ve yönetici olarak çalışmıştır. Oto didaktik olarak 1996’dan bu yana ise resim , seramik heykel çalışmaktadır. Ulusal ve uluslararasi pek çok solo sergisi olmuş , karma sergilerde yer almıştır. 2014 yılında SöyleşiYorum platformunu kurmuş bu şemsiye altında bugüne değin Prf. Zahit Büyükişleyen , Prf. Tomur Atagök ve daha pek çok değerli sanatçıyla söyleşiler gerçekleştirmiş ve yayınlamıştır. Çalışmalarına İstanbuldaki atölyesinde devam etmektedir.

Son Yazıları SİBEL SİCİMOĞLU (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.