Gülşen Kıbrıslı Söyleşi Haberi

SS – Merhabalar! Söyleşi  sohbetlerimize devam ediyoruz Mevsimlerden Kış , azıcık içimizi ısıtacak sıcak bir Söyleşiye ne dersiniz? Bugün yine… Açık Atölye Sanat Etkinliği katılımcı sanatçısı da olan sevgili Gülşen Kıbrıslı ile birlikteyiz.

Hocam tekrar merhabalar…

GK –  Sibel’ cim Merhaba!

SS – Hocam , şöyle azıcık geri gidelim derim ,hocalarınız Sabri Berkel’den ,Bedri Rahmi’ den bahsedelim , çünkü her biri ayrı bir değer , mesela Siirt’ ten de bahsedelim biraz , bugüne nasıl geliniyor ,bir sanatçının hamuru eğitimden öte bütünsel olarak yaşamıyla da nasıl mayalanıyor , sizden örnekle dinleyelim ,ne dersiniz?

GK – Sibel’ cim, öncelikle bu söyleşilerin sanat adına değerli olduğunu düşünüyorum , teşekkürler . Bana gelince … Babamın mecburi Doğu hizmeti nedeniyle Siirt’te gittik. Dört kardeşiz bu arada 3 erkek ve ben…Babam Genel Kurmayda çalışırken sık sık yurtdışı seyahatleri olurdu. İtalya dönüşü bir Playmount  araba ile geldi.Ve biz Siirt yolculuğuna bu araba ile başladık. İlk kez Ankara’ dan ayrılıyordum. Önce Mersin de bir gece kaldık sonra Diyarbakır….Değişen yollar yüzler hayata ilgiyle bakıyordum…Babam oraya Alay komutanı olarak tayin olduğu için askeri lojmanlarda kakıyorduk aslında izole bir hayattı .İçinde Lisesi de olan okula ağabeyimlerle gidiyordum Bazen annemle çarşıya çıkardık ve annem ne terbiyeli insanlar başlarını kaldırıp bakmıyorlar derdi. Şehir küçük olunca

Resmî törenlere annem kimi zaman babama eşlik eder,  katılırdı.  Bir ara Süleyman Demirel’in ve eşinin ziyaretine de şahit olduk.Zaman zaman ailece bölge gezileri yapıyorduk ve her  zaman yanımızda bir koruma oluyordu..

Hiç unutmam bir hafta sonu Batman Rafinerisine gitmiştik , tel örgülerin ardında yeşillikler içinde tek katlı villalar yüzme havuzları restoranlarla sanki Amerika’ da idik! Ama tel örgülerin dışı gri boz özensiz evler donuk kederli insanlar…. Ankara’ dan sonra birebir yaşadığım bu zıtlıklar beni çok şaşırtmıştı.Bir başka şaşkınlığım da babamın mahrumiyet zammı almasıydı . Annem o iki yılda köy çocuklarına önlükler dikti.Yapabildiği kadar diğer subay eşlerini de bir araya getirerek  etkinlikler yaptı.Babam da yaşadığı bölgeyi ağaçlandırmaya adadı kendini. Sonrasında o bölgeye Saraçoğlu fidanlığı adını vermişler. Siirtte iken unutamadığım bir başka anım ise yaz akşamları genellikle yine kaldığımız lojmanların içinde bulunan gazino( mahfel) ya açık havada film seyretmeye giderdik.Bir akşam film izlerken aniden ışıklar yandı ve Aya ayak basıldı anonsu yapıldıHepimiz bunu alkışlarla karşılamıştık . Oysa bugün her şey nasıl da farklı.

SS – Mimar Sinan  Resim Bölümündesiniz , hocalarınızdan  Bedri Rahmi ‘ yi dinleyelim sizden , sonrasında ustanın vefatıyla Neşet Günal giriyor devreye , yani şunu vurgulayalım istiyorum ; kişisel sanat tarihinizi , sanatsal yeterliliğinizi nasıl etkiledi bu önemli ve değerli insanlar , desen Hocanız Sabri Berkel müthiş ki ne müthiş…  Asistanı Reşat Atalık ,atölye asistanları İbrahim Örs ve Mehmet Güleryüz örneğin bizlerle bir öykü tadında paylaşsanız ?

GK – Güzel anılarla ayrıldık Siirt’ten sonra İstanbul’ a geliş. Evimiz Beşiktaş’ta olduğu için yürüme mesafesindeki Beşiktaş Kız Lisesini tercih etti ailem. Lisede müzik bölümünü seçtim. Okulun korosundaydım ama arkadaşlarımın resim ödevlerine yardım eder arada kitapların boş yerlerine birşeyler çizmeye çalışırdım. Akademiye giriş inanın bu yüzden kolay oldu diyebilirim. İlk yıl Armağanın da bahsettiği gibi bütün bölümlerin ortak olduğu  dersler vardı örneğin hiç unutamadığım Temel Sanat Eğitimi dersleri Dört hocamız vardı Özer Kabaş Aloş (Ali Fuat Germener )Naci Temizsoylu Sabri Berkel , desen hocamızdı.Çok zarif , çok şık giyinen bir insandı. Onu hep sakin  konuşması , tebessümü ve birbirinden şık takım elbiseleriyle anımsarım. Okulda ki ikinci yıl bir atölye seçiyordunuz ve mezun olana kadar o atölyede çalışıyordunuz.

Ben Bedri Rahmi Atölyesini istiyordum.Bedri bey önce desenlerimi görmek istedi ve yaptığım bir ağaç kütüğünü çok beğenip…Sadece bu bile bana yeter demişti. Atölye yılları çooook keyifliydi. Öncelikle hepimizden bir boş resim defteri istedi hocamız. Kapaklarını bizim için resimledi. Bütün  notlarımızı oraya yazardık

Arada asistanımız İbrahim Örs kontrol ederdi. Bazen değişik ödevler verirdi…

Güneşin doğuşunu görmek için Fenerbahçe burnuna ,hocanın etkilendiği bir ağacı çizmek için Zeynep Kamile,Fındıklıdaki okula yürüme mesafesindeki Karabaş mahallesinin sokaklarına…

Her yıl bir ay her şeyi bırakıp sadece yazma basıp hocanın Narmanlı Handaki Atölyesinde sergi açardık. Bedri Rahmi bizi mezun edemedi maalesef ; hastalığının başladığı zaman biz onun Moda’daki  evine gidiyorduk. Bir dönem tuvallerimizi toplayıp gitmiştik ve notları orada almıştık. Evine her gidişimizde o rengarenk dünyanın bir parçası oluyor gibiydik Eren hanım da bizimle çok ilgilenirdi  Duvarlardaki kilimler o tahta yazma kalıpları alçıdan kopyası alınmış 3. Ahmet Çeşmesi’nin Rölyefleri çiniler geleneksel sanata bakış açımı değiştirdi

Yaygın olan Batı sanatına hayranlığın yanında kendi değerlerimizin farkına vardırdı sevgili Bedri Rahmi

Şimdi baktığımda ne şanslıymışız diye düşünüyorum.

Bedri beyi kaybedince başka bir atölye seçmemiz gerekti .

O dönem aftan yararlanarak bizim atölyede okuyan Şakir beyin eşi Sebla Eczacıbaşı’nın dediğine göre biz değil Neşet Günal bizi seçmiş.

Neşet beyle birlikte tekrar yoğun desen çalışmaya döndüm. Hocanın toprağı anımsatan dokulu resimlerindeki Anadolu insanları beni etkilemişti.

Dönem sanatın toplumun sorgulandığı dönemdi. Bitirme ödevimi Yalova pazarına her hafta ektikleri mahsulleri getiren kadınlar üzerine yaptım. Bu dönemde Neşet hoca daha baskın oldu yaşamımda… Diploma resmim simsiyah önlükleri ve beyaz yazmalarıyla bu köylü kadınlar oldu.

SS – Bir dönem Salzburgda Fresk çalışmışsınız ,sonra İtalyan Hükümetinin bursuyla mozaik çalıştığınız Ravenna var , şunun için bu süreçleri önemsiyor ve merak edebilecek konuklarımız adına da sorayım istiyorum ,sanki boyut arayışınız var , sizin bireysel uzam ,özne ve zaman algınız değiştikçe sanki değişiyor , dönüşüyorsunuz da seramik yolculuğunuzun kökleri atılıyor gibi ne dersiniz ? 

GK – Akademi yıllarında bir yan atölye daha seçmek zorunluluğu vardı. Sanırım toprağa dokunuşum o zaman başladı.Ve ben Fresk bölümünü seçtim. Sevgili Kemal Bilensoy kendisi ufak tefek ama yüreği kocaman bir insandı. Diğer derslerle birlikte freskte devam etti.

Okulun son yılında Kemal beyin önerisiyle ve Avusturya hükümetinin bursuyla Salzburg yaz okulunda bir buçuk ay kaldım. Yurtdışına ilk çıkışımdı ve otobüsle gittim Salzburga…. Kapıkule’den çıkışla yavaş yavaş değişen dünya…

Eğitimin güzelliği ile Salzburg gibi bir müzik kentinin güzelliği birbirine karıştı. Okuldaki hocam bir jest yaparak Herbert Von Karajan ın konser biletini vermişti…Uçarak gittiğimi hatırlarım.

İtalya’ yı da görmek istiyordum, Ravenna Güzel Sanatlar Akademisinde üç ay çalıştım. Bu geziler bana çok şey kattı.

Bir kere kararlarımı tek başına verdiğim bir dönemdi.aslında dışardan Türkiye’deki eğitimime baktığımda onlardan hiçte farklı olmadığımı gördüm.

Biz Doğu ile batının sentezi olan Anadolu’da yaşıyorduk. Anadolu’nun Çağlar öncesinden gelen kültürünün içinde doğmuştuk.

SS – Peki bu noktada şunu sormak isterim ; yapıtlarınız için bir sanat akımı belirlemek gerekirse , sizce ? 

GK – Ekspresyonist diyebilirim. Farklı yorumlar olsa da anlatımcı bir tavrım var sanırım , her zaman renkten önce biçim geldi benim için.

SS- Sözünüzü balla kesiyorum, bu tanımlamalardan yola çıkarak , size ilham verebilmiş olan bir ya da bir kaç isim var mı ? 

GK – Emile Nolde, Henri Moore, Hocam Bedri Rahmi ve Neşet Günal , Malewich,  tabii Arkaik dönem heykelleri de var ,İlkel Sanat , Japon Estampları ,…

SS – Hocam inanın ürpererek dinliyorum , Duchamp bir söyleşisinde “şövalenin başından uzaklaşmak beş asır sürdü” der , zannederim kimimiz kadim dost dahi olsa ondan biraz uzaklaşmak ihtiyacı hissediyoruz.

Teknolojik gelişimler, ekonomik başkalaşımlar ,insan soyunun farkındalığının artması gibi faktörler de bunu destekliyor.  Bu durum , bütüne odaklanırsak plastik sanatlar açısından  “multi disipliner “ bütünleşik dilin de güç kazanmasını sağlyor belkide.”

—-/

Sizin sanat hikayenize bağlanırsak , Seramik evlenip Bursaya taşındığınızda başlıyor , biçime daha yakın hissediyorsunuz . 12 yıl aralıklarla burada herhangi bir ekole bağlanmadan seramik üretiyorsunuz. İstanbul’ a dönüşte Gül Erali ile çalışmaya başlıyorsunuz 2001 yılındayız , 2011 ilk serginiz Ormo Sanat Galerisi , bu süreci sizden dinleyelim mi?

GK –  Bursa günlerini hep sevgiyle hatırlıyorum

Şehri keşfetmenin heyecanı çocukların okul gibi düzenli bir hayata başlamaları bana daha fazla zaman bırakıyordu

Eşimin fabrika müdürlüğü yaptığı Borusan-Gemlik boru fabrikasının içinde bir resim atölyesi kurduk

Hem ders veriyor hem birşeyler yapmaya çalışıyordum

Aslında bir arayış da denebilir.

Bu konuda eşim Can Kıbrıslıya her zaman minnettarım

Atölyeye bir seramik fırını ve bir hoca getirerek başka bir dünya getirdi bana

Biçimle uğraşmak müthiş hoşuma gittim

Bilmiyorum seramiğe amatörce yaklaşımım beni daha kuralsız ve hür yapıyordu. Bursa’ da 11 yıl  kaldık ve İstanbul’ a geri döndük.

Bir şekilde seramiğimi daha geliştirmek istiyordum.Ales sınavını denedim olmadı.Bu arada bol bol sergi geziyordum özel müzeler açılıyordu.

Bir sergide seramik sanatçısı Gül Eralinin Eseler’ini gördüm çok sevdim

Onun Atölyesinde seramik öğrenmeye devam ettim. Karma sergilere de katılmaya başladım

Aslında geç bir dönemdi ana niye kişisel bir sergi açmayayım fikri doğdu.Yine eşimin desteği ile bunu başardım.

Sonra Zekeriyaköye taşınmamız kendime ait bir atölye kurmam evimin alt katında…

Rahat çalışma saatler sundu bana…

Bir yıl halk eğitim resim öğretmenliği ve ardından Semra Özümerzifonun çağrısıyla Açık Atölye günleri…

Benim için yeni bir başlangıç oldu….

Çünkü atölyeme gezmeye benimle tanışmaya gelen insanların teklifleriyle atölyemde seramik dersleri vermeye başladım…

SS – Hocam Açık Atölye Sanat Etkinliği biraz böyle , yılda bir kez , iki gün atölyemizi açtığımız için bağımsızlık duygumuzu zedelemiyor ,fakat aynı zamanda  ,bir arada olabilme ihtiyacımıza da dozunda cevap veriyor bir ağaç gibi hür ,bir orman gibi kardeşcesine tam da durumumuza uygun olacak . Hocam tatlı  söyleşimizin sonuna geliyoruz ,

GK – Sonuç olarak Sibel’ cim ,  senin sorularınla hayatımda geriye doğru bir yolculuk yapmış oldum

Kendi kendime soruyorum daha üretken olabilirmiydim diye…

Okulda Mehmet Güleryüz bir keresinde yaptığım zorunlu bir Caravaggio  kopyasını görüp “ya çok iyi bir kopya ressamı ya da çok iyi bir anne olursun “!demişti…

Gül Erali de “evlenmezsen  çok başarılı bir sanatçı olursun “!demişti .

Bilemiyorum kanaat tabi ancak ben yaptığım seçimlerle hep mutlu oldum.

Ve daha iyi şeyler yapma isteğim hep var oldu ve içimdeki o çalışma isteği daima devam edecek.

Tabii gücüm elverdiğince öğretmeye de devam etmek istiyorum

Bildiğimi paylaşmak sonuçlarını görmek beni çok mutlu ediyor

Şimdiden yeni işlerin heyecanını içimde duyuyorum.

SS – Hocam , vaktinizi , enerjinizi , güzelim anılarınızı paylaştığınız için size , değer verip  söyleşimizi okuyarak hayatlarına kattıkları için Sevgili Mecmua İstanbul   okurlarına , basım ve yayımda emek veren heyecanımıza ortak olan tüm  ekibe  teşekkür ediyor ,bir başka sanatçı söyleşisinde buluşmak üzere şimdilik veda ediyor ,sağlık ve esenlikler diliyoruz . 

Sevgilerimizle …

 

The following two tabs change content below.

SİBEL SİCİMOĞLU

Sibel Sicimoğlu , 1962 istanbul Doğumludur. Uluslararası Pazarlama ve İşletmecilik lisans ve yüksek lisansını Marmara Üniversitesinde tamamlamıştır. 1988 ‘yılında başlayarak 25 yıl Enerji Otomasyonu konusunda işveren ve yönetici olarak çalışmıştır. Oto didaktik olarak 1996’dan bu yana ise resim , seramik heykel çalışmaktadır. Ulusal ve uluslararasi pek çok solo sergisi olmuş , karma sergilerde yer almıştır. 2014 yılında SöyleşiYorum platformunu kurmuş bu şemsiye altında bugüne değin Prf. Zahit Büyükişleyen , Prf. Tomur Atagök ve daha pek çok değerli sanatçıyla söyleşiler gerçekleştirmiş ve yayınlamıştır. Çalışmalarına İstanbuldaki atölyesinde devam etmektedir.

Son Yazıları SİBEL SİCİMOĞLU (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.