Güven Baykan

 Güven Baykan

İlk, orta ve üniversite eğitimini Trabzon’da tamamladım. 1987 Denizli Geleneksel Tiyatro Şenliği’nde Oktay Arayıcı’nın Rumuz Goncagül adlı oyunundaki  “Müfit Mürted” karakteriyle en iyi erkek oyuncu ödülünü aldım. 2013 yılında yazmaya başladım. İlk şiir kitabım 2015 yılında “Akşamlık” adıyla, ikinci şiir kitabım 2016 yılında “Yol Hep İkiye Ayrılır” adıyla, üçüncü şiir kitabım 2019 yılında ‘’Havada Üç Beş Martı’’ adıyla Telgrafhane Yayınevi tarafından yayımlandı. 2017’de Ankara Özel Tevfik Fikret Okulları öğrencileriyle hazırladığı “Bir Orman Şiir Fidanı” isimli kitabım yayımlandı. “Akşamlık” adlı oyunum Türkiye prömiyerini Trabzon’da yaptı ve birçok tiyatro festivaline katıldı. Oyun 2018 yılında Direklerarası Seyirci Ödülü’ne layık görüldü.

1986 yılında dağcılıkla eş zamanlı fotoğrafla tanıştım. Ulaştığım köylerdeki yaşamları arşivledim. Dijital hayatla birlikte sokak ve deneysel fotoğraflara ilgim arttı. Ulusal ve uluslararası fotoğraf sitelerinde editör olarak görev yaptım. Birçok ulusal – uluslararası sergiye katıldım. Siyahtan Beyaza Yalnızlık serisindeki fotoğrafları sırasıyla, UKKSA Sanat Akademisi, Washington, Ankara, Paris, Tokyo ve en son doğduğum topraklar Trabzon’da sergilendi. Türkiye ve çeşitli ülkelerin resmi ve özel koleksiyonlarında fotoğraflarım bulunmaktadır. Ceyhun Atuf Kansu 100 yaşında etkinlikleri kapsamında, “KADIN” adlı fotoğraf sergisinin küratörlüğünü üstlendim.

Halen fotoğraf ve şiir konusunda çeşitli kurumlarda ve üniversitelerde söyleşilere katılmakta ve fotoğraf eğitimleri vermekteyim.

Cumhuriyet Gazetesi Pazar Eki’nde ve Tourmag adlı dergide seyahat; Telgrafhane, Kuzey Ekspres’de köşe yazıları yazmaktayım.

Son kitaptan başlayalım: Neden Martılar?

“Bütün Karadeniz çocuklarının kaderinde olduğu gibi ben de yazları denizi kucaklayarak, kışları da Trabzon’da top peşinde koşturarak geçirirdim. Martıların şehri Trabzon’da, Karadeniz’in rüzgârını kanatlarımın altına alarak büyüdüm. Çocukluğumdan beri hep bir martı aşkı var içimde. Balık tutmaya giderdik arkadaşlarla, onlar ellerindeki oltalarla uğraşırken, ben sohbet ederdim martılarla.

Sanki dillerini biliyor, onların ülkesinde yaşıyor gibiydim. Bazı zamanlar saatlerce izlediğim oluyordu denizin yaramaz çocuklarını. Martılar sosyal kuşlardır, toplu halde yaşarlar, insanlarla aralarında hep bir bağ vardır. Balıkçılarda bunu bildiği için her av dönüşünde onların hakkını verirler. Sanırım bir daha dünyaya gelsem Zinos (Martı) olarak gelmek isterim. Ankara’ya ilk geldiğimde martılarla karşılaştım. Bu bana çok garip gelmişti. Sonradan hikayelerini öğrenince de martıları kendime benzettim. Ankara’da az ama yine de fark edilebilir miktarda bir martı nüfusunun olduğu görebilirsiniz.

Ankara’ya Karadeniz’den gece vakti yüklenen kamyonlarla gelen hamsileri takip eden martı sürülerinin hikayesini bilir misiniz? Tüm yolu kamyon kasalarında istiflenmiş hamsileri alma çabasıyla geçiren martılar, Ankara’ya geldiklerinde gün doğmamış olur, ancak gün doğup denizi göremeyince anlarlar kaybolduklarını… Bu kaybolmuşluğun arasında  yaşamak için büyük çaba harcarlar. Şimdi Ankara’da gördüğümüz martılar yolunu kaybetmiş o martıların çocuklarıdır”.

martıların

bir umutla

hamsi kamyonlarının

arkasından

gelip

kaybolduğu

şehre

Ankara denir.

(“Yol Hep İkiye Ayrılır”2017)

 

Yazmak nefes almak gibi

“Aslında yazmak nefes almak yeniden doğmak gibi bir şey. Tam da hayata küstüğüm dönemlerde yazarak nefes almaya başladım. Küçük bir kalemin insan hayatında nasıl da kocamaman bir yer tutabileceğini fark ettim. Yazdıkça nefes aldım, yaşadıkça yazdım, yazdıkça yaşadım. Gün geldi küçük bir kâğıda, telefonumun not defterine, gün geldi aklımın bir köşesine yazdım durdum. Yazdım attım, geri aldım, üzerini çizdim, yeniden yazdım. Okudum, okudum, okudum. Tam da her şeyimi kaybettiğimi sandığım, çok sevdiğim kadını sarı yapraklarla sonsuzluğa uğurladığım dönemde kelimeler hayata tutunmamı sağladı ve Akşamlık doğdu”.

 

Akşamlık’ la başlayan şiir yolcuğu

“Şiir, insan ruhunun en özenli bir dil ve en çarpıcı bir biçimle kağıda yansıtılması ise, Güven Baykan, şiirleri ile bizi biraz daha ‘insanlaşmaya’ yaklaştırıyor.”

Taylan Özbay

Kimi zaman sokak aralarında kaybolurken, kimi zamanda bir martının kanatlarında şehrinizi izlersiniz. Hiç olmadık bir yerde sokak kedisi çıkar karşınıza, sonra yağmura sığınırsınız, sonra mı kaybetmişliğin acısı kavuşmanın mutluluğuna karışır.

anladım ki

kitap okurken

koltuğunda

uyuyakalmışsan

ve uyandığında

üzerin örtülü değilse

yalnızsındır

(“Akşamlık” 2016)

 

 

 

 

Nihat Behram, Güven Baykan’ın yolculuğunu şöyle tanımlar:

“Dize şiirin omurgasıdır, hayatla damar bağı olmayan dize şiir olmaz. Bazen bir dize şiirdir. İşte Güven Baykan, bu şiirin yolcusudur!”

Fotoğrafla devam edelim: “Siyahtan Beyaza Yalnızlık”

İnsanın yoldaki, denizdeki, zamandaki kısacası yaşamdaki yalnızlığını şiirsel bir dille anlatan fotoğraf sanatçısı sıradan yaşamın ve sıradan anların peşinden koşuyor. Aslında önümüzden kayıp geçen hayatı bir anlık da olsa göz önüne serip görünür hale getiriyor. Sergide sunulan fotoğraflar, izleyicinin kadrajın dışında kalan kısmı ve o anın öncesini veya sonrasını kendi hayal dünyasında canlandırmasına olanak tanıyor.

“Fotoğraf bir dil aslında, dünyanın her ülkesinde konuşulan anlaşılan bir dil, önemli olan da bu dille neler söyleyebiliriz neler anlatabiliriz. Gelişen teknoloji ile renk doygunluğu ve  renk kontrastı açısından birbirinden güzel fotoğraflar oluşturmak mümkün ancak siyah beyaz fotoğraflarla daha etkili kompozisyonlar yaratıp duyguları ön plana çıkarabiliyorsunuz. Anın ruhunu siyah beyaz bir karede durdurabiliyoruz.”

Siyahtan Beyaza yalnız serisindeki fotoğrafları sırasıyla, UKKSA Sanat Akademisi, Washington, Ankara, Paris, Tokyo ve en son doğduğu topraklar Trabzon’da sergilendi. Türkiye ve çeşitli ülkelerin resmi ve özel koleksiyonlarında fotoğrafları bulunmaktadır.

“Fotoğrafların gerçek olduklarını sanıyoruz ancak onlar aynı zamanda birer kurgu, metafor ve şiir de olabilir.”

Martılarla başladık, Martılarla bitirelim:

sonra

sen

düşersin aklıma

yüzümde gülümseme

havada üç beş martı…

(“Havada Üç Beş Martı” 2019)

Güven Baykan (@guvenbaykan) • Instagram fotoğrafları ve videoları

Vecdi Uzun: Vecdi Uzun (@uzunvecdi) • Instagram fotoğrafları ve videoları

The following two tabs change content below.

Vecdi Uzun

1959 Mersin doğumludur. İşletme ve Felsefe Lisans mezunu olup, Sanat Tarihi Lisans ve Yüksek Lisans eğitimine devam etmektedir. İş hayatını başlangıçta banka ve finans sektöründe üst düzey yönetici ve daha sonra bir dış ticaret şirketinde ortak olarak sürdürmüştür. Yayınlanmış bazı sanatçı biyografileri kitapları bulunmaktadır. Şu an düzenli olarak çeşitli gazete ve dergilerde başta “Genç Ressamlar” olmak üzere plastik sanatçıları tanıtıcı yazılar, inceleme yazıları ve sanat yazıları yayınlamaktadır.

Son Yazıları Vecdi Uzun (tüm yazıları)

BU SAYFAYI PAYLAŞ

.