KAZIMIR MALEVICH VE SÜPREMATİZM

KAZIMIR MALEVICH VE SÜPREMATİZM

Rus avangardının 20. yüzyıl sanatını önemli ölçüde etkileyecek olan iki temel akımı süprematizm ve konstrüktivizm olmuştur. Cezanne gibi sanatçılar ise (1839 -1906) geleneksel sanat anlayışlarına karşı çıkarak 20. yüzyıl sanatını etkilemişlerdir. Friedrich Nietzsche (1844-1900), geleneksel değerlerinden kurtulabilmek için eski olan düşünceleri bırakmak gerektiğini öne sürmüş, geleneğin, insanın gelişme ve ilerlemesine engel olan bir olgu olduğunu ifade etmiştir.

“Modern sanattaki devrimlerin hiçbiri, I. Dünya Savaşı’nın öncesinde başlamış olan devrimler kadar başarılı olamamıştır. Dolayısıyla bu deneyimler, insanın değişim ve gelişim deneyimleri olup, bizlere insanlık tarihinin günümüzden geleceğe uzanan dönemler olduğunu da göstermektedir” (Gombrich, 2009, s.356).

Naturalizm geleneğindeki sanatın imkanları gerçeği yansıtmaktan İleri gidememiştir. Sanatın yeni bir dünyanın inşasına katılabilmesi için yeni bir biçim dili oluşturulması ve natüralizmin geleneğinin yıkılması gerekmiştir. Sanat alanındaki bu devrim, 1910 yılından itibaren kübizmle başlamış, onu izlemiş olan soyut sanat ile devam etmiştir. Picasso, Braque, ile, Hollandalı ve Rus konstrüktivistler de devrimin öncüleri olmuşlardır. Mondrian’ın oran ve denge ile ilgili çalışmaları ile Malevich’in nesnesiz sanat çalışmaları da natüralist sanat anlayışının sonunu getirmiştir. Dolayısıyla evrensel olan yeni bir sanat dili yaratılmaya çalışılmıştır. Konstruktivistler, yeni sanatın insanlara eşitlik içinde bir dünya sunacağına inanmışlardır. “19. yüzyıl sanatının tarihi, çağının en çok aranan ve en iyi ödenen ustalarının tarihi değil: tersine karşı- gelenekçi olma korkusuzluğu ve inatçılığını gösteren zamanın egemen geleneksel kurallarını eleştirerek korkmadan didik didik eden ve sanatlarına yeni olanaklar yaratan insanın sanatı olarak öngörülmüştür” (Gombrich, 2009, s.504). 20. yüzyılın ilk çeyreği, sanatsal değişimlerin ve yaratıcılıklarının büyük önem kazandığı bir dönem olmuştur. Yeni düşüncelerle birlikte sanatta özgür adımların atıldığı bir dönemdir. Resim, 20. yüzyılın başlarında nesnellik ile ilgisini kopartmış ve ufkunu genişleterek yaratım özgürlüklerine kavuşmuştur. Sanat, görünebilir olan şeyleri ileten değil, görünür kılan hali gelmeye başlamıştır. Bu noktada görünür kılınan şey, nesnelerin soyut olan düşünsel varlığının ön plana çıkmasıdır. Geometri, soyut sanatı belirleyen esas kategori olmuştur. Geometrik sanat, düşünsel ilgilerle varlık şartlarını bulmakta ve salt soyut sanat olarak varlığını oluşturmaktadır.

“Rus sanatçıları yaşama giren sanatın toplum düzeninde devrimlere yol açacağına inanıyorlardı. Malevich’e göre, nesneden arınmış süprematist sanat, insanları yaratma özgürlüğüne kavuşturacak tek yoldu” (İpşiroğlu, 2011, s.73).

Malevich, geleneksel resim anlayışıyla olan tüm bağları koparmayı amaçlamış, bunu da ortaya çıkardığı yücecilik (süprematizm) ile gerçekleştirmeyi düşünmüştür. Yücecilik, geometrik şekilleri kullanarak, soyutlama anlayışına dayanmaktadır. Malevich yaşadığı dönemi büyük oranda etkilemiş olan Rus Devriminin, yeni toplumun temellerinin atılmasına neden olduğuna inanmış, sanatında da algıya ve tinselliğe önem vermiştir. Sanatçı, akımın temelini oluşturan estetik teorisini saf duyguların ve algının yüceliği şeklinde ifade etmiştir. Malevich’ e göre yüce duyguları barındıran ve saf şekillerden oluşan ütopik bir dünya ancak nesnelerin dışlanması ile yaratılabilmektedir. Dolayısıyla nesneler ve doğa ile hiçbir ilişkisi olmayan yapıt izleyiciyi maddesel dünyadan uzaklaştırmakta ve evrensel bir dil oluşturmaktadır.

Süprematizmin düşünce yapısı ve yöntemi 500 yıllık geleneksel Batı sanatını ortadan kaldırmıştır. Yapıtlarda gerçekliğin ve perspektifin kullanılması reddedilmiştir. Süprematizm, soyut sanat anlamına gelen saf sanatsal duyguya dayanan bir akım olmuştur. Malevich’ in süprematizm akımı konstrüktivizm ve devrim sonrası materyalizmin pozisyonlarına karşı bir tepki oluşturmuştur. Yücecilik, kökenlerini futurizm ve kübizmden almıştır. Bu iki akım da sanatın görsel sınırlarını zorlayan akımlar olmasına rağmen anlatı ve ikonografiye bağlı kalmıştır.

Malevich’in yaratmış olduğu süprematizm yani yücecilik akımı, bu akımları da aşarak öğelerden tamamen arınmış ve sanatı tüm sınırlardan kurtararak özgür kılmıştır. Bu öğeler, obje, biçim, ışık-gölge, perspektif, renk olarak sayılmaktadır. Süprematizm ferdiyetçi görüşü benimsemiş, özgür sanatçı profilini hedeflemiştir. Süprematistler, çember, açı, dikdörtgen, haç biçimlerini yapıtlarında kullanmışlardır. Malevich’in 1904-1914 yılları arasındaki yapıtlarında Geç empresyonizmin, İlkel sanat, sembolizmin, kübizmin yansımaları görülmüştür.’ Suprema’ terimi en üst anlamına gelmekte, yeni sanat anlayışı da salt geometrik soyut elemanları içeren bir sanat olacaktır. Malevich tarafından yaratılan süprematizm hareketi 1922 lerde onunla aynı zamanda gelişen Hollanda’nın ‘De Stijl’ hareketiyle Avrupa’da önemli kazanmıştır. De Stijl ve süprematizm batı sanatı ve kültüründe resim, heykel ve özellikle mimari alanında önemli ölçüde etkili olmuştur. “Süprematizm fenomenler dünyasının tinidir ve dilidir” (Brit, 1992, s.198).[1]

Malevich’in, resimde temsili yaklaşımı dışlaması, Lyubov Popova (1889-1924), Gustav Klutsis (1893-1938), Alexander Rodchenko (1891-1956), Klyun Lissitzky ve El Lissitzky gibi sanatçıları da etkisi altına almıştır. 1917 yılında yaşanan Sovyet Devriminin ilk yıllarında süprematizmin etkisi belirginlik göstermiştir.1919’da Moskova’da düzenlenmiş olan 10. Devlet Sergisi, “Soyut Yaratma ve Süprematizm” sergisi, süprematizmin, Rus sanatında yaygınlaşmış olduğunu göstermiştir. İçeriksiz ve idesiz yaratımlar için Malevich’in yarattığı süprematizm akımındaki süprema alanı geometrik soyut imgelerin varlığındaki bir alandır. Cezanne’den bu yana görülen geometrinin sanata girmesinde nesneler dünyasındaki mimesisin sanatta değerini yitirmesi, büyük önem taşımaktadır. Malevich’in kendisine ait kübizm yorumu ise, hareket üzerinde odaklanmış tir. Kübizm sanatçının nesneyi birebir taklit etmesinden kurtulması gerektiğini işaret etmektedir. Süprematizmde içeriksizlik, zaman, mekan ve bütün kategorilerden arınmış hali önem kazanmaktadır. Temsil etmenin ve taklidin her biçimde olanaklarını dışlamış olan bu anlayış, doğa taklidi ve nesnelerden kurtulmanın, yaratımın engellemesine bir isyan göstergesi olarak görülmektedir. Malevich makalelerinde, sanatçının yaratıcı olabilmesi için resimlerindeki biçimlerin doğa ile ortak hiçbir şeyi bulunmaması gerektiğini savunmuştur. Süprematist resimlerde Malevich’in bu iddiası görülmektedir. Malevich’e göre, taklidin geleneksel anlatımı ve düşünce şeklini onaylaması, yaratıcı düşüncenin önüne gelen en önemli engel olmuştur. Bu sebeple sanatçı, özgür yaratımlarında doğanın görünümlerine ve taklide uzak durmak zorundadır. Malevich’in saf bir geometrik dünyadaki inancı, kübist hareketler ile ilişkisini de ortaya koymuştur.

“Süprematizmin amacı, Malevich’in 1915 tarihli manifestosunda da açıkladığı gibi “hiçbir şeyin algılanamadığı ama hissedilebildiği çöle” ulaşmak için “sanatsal fikirleri, kavramları ve imgeleri” bir kenara atmaktı. Bu süreç, Malevich’in günün temel avangard akımlarının-kübizm-fütürizm öğretilerini özümsediği ve gayretle tekrar tekrar çalışarak pekiştirdiği uzunca bir çıraklık dönemi sonucunda tamamlandı. Bu “nesnel olmayan sanat” dediği, gelişim aşamasında atılması gereken yeni bir adımı temsil ediyordu” (Thompson 2014, s.140).

“Süprematizm, içeriksiz bir dünya ve kurtarılmış hiçliktir. İçeriksizlik nesnelerden uzaklaşmak, nesneler dünyasının üzerine çıkmaktır. Nesnelerin önemini yitirmesi Cezanne’den etkilenmiş olan Kübizm ile devam etmiştir. Süprematizmin, kübizmin uzantısı olabileceği görüşlerine Malevich açıklık getirmiştir. Malevich ‘e göre kübizm, içeriğini nesneler dünyasından, doğadan almıştır. Bu nedenle süprematizmin, kübizmin uzantısı olmadığı ifade edilmiştir. Kübizmde nesnelerin biçimlerinin bozulması esas olarak alınsa da daima bir içerik söz konusudur” (Tunalı, 2008, s.183).

Malevich, resmi ‘sıfır noktası’ na ulaştırmayı hedeflemiştir. Bu sıfır noktasındaki resim en basit geometrik eleman olarak görülmekte ve bu da yüzey üzerinde dikdörtgen şeklinde biçim kazanmaktadır. Malevich, süprematizmi siyah-beyaz ve renkli evreler olarak üç aşamada düşünmüştür. Siyah evre, ekonomiyi temsil etmekte, renk faktörünün de içinde bulunduğu asgari malzeme ve azami düşünsellik yaratmıştır. Örneğin: Siyah Kare, Siyah Haç (1923) isimli eserlerinde olduğu gibi… Siyah kare, doğadan bir imge taşımadığı için boş olarak görülmektedir. Kare gerçekte boş değildir, nesnenin yokluğu ile dolu olup anlam içermektedir. Süprematizmde geometrik formlar, düşünsel olarak nesnel olanın üzerinde üstünlük sağlamışlardır. Düşünsellik, iç ve dış uzamlar arasında yer alan sınırları ortadan kaldırmakta ve kare sonsuzluğu temsil etmektedir. Malevich’in beyaz bir düzlem üzerinde yapmış olduğu siyah kare, geometrik soyut bir varlığı ve evrendeki dengeyi ifade etmekte, böylece içeriksizlik mutlak gerçekliği göstermektedir. Malevich, geometrik imgeleri düz bir yüzeye yerleştirerek evrenle ilgili düşüncelerini ifade etmiştir. Malevich’in sonsuzluğun bir göstergesi olarak elde ettiği kare formunu yaratmasında dördüncü boyut konsepti önemli olmuştur. Dördüncü boyut, kübizmin ilk dönemlerinde de etkili olmuş Rus filozof Peter Demianovich Ouspensky (1878-1947) ile İngiliz matematikçi Charles Howard Hinton (1853-1907) bu konu üzerinde araştırmalar yapmışlardır. Ouspensky, dördüncü boyutu uzayın sonsuz zaman boyutu olarak ifade etmiştir. Bu sonsuzluğun kendisine özel bir mantığı olduğunu ileri süren Ouspensky, üç boyutlu dünyadaki temel mantık ilkelerinden arınarak başka bir dünyaya geçilebileceğini ifade etmiştir. Ouspensky’e göre, mistik ritüeller ve insan ruhunun fenomenlikten numen dünyasına geçişi mümkün olabilmektedir. Sadece sonsuzluk hissedilmektedir, ruh ise sonsuz boşluk duygusuna sahip olmaktadır. Malevich, dördüncü boyutun temsil edildiği süprematizmi saf duygunun üstünlüğü şeklinde tanımlamış ve bir sanat yapıtının değerinin içerdiği duygu zenginliğine bağlı olduğunu ifade etmiştir. Süprematizm temelinde duyguyu barındıran ve temsil biçimini de non-objektif özelliklerden alan bir akım olmuştur. Non-objektif sanatta ise, bilinen dünyadaki her şey giderek yok olmakta ve hiçbir şey algılanamamaktadır.

“Siyah kare non-objektif duyguların ruhunu temsil etmektedir. Siyah kareyi Maleviç süprematizm akımını yaratmadan önce” Güneşe karşı Zafer Operası” (1913) yılında tasarladığı kostümler için kullanmıştır. Malevich’in karesi, yeni oluşan sanatın yüzü olmuştur. Müzikleri, Mikhail Matyushin (1861-1934) tarafından bestelenmiş futurist bir operadır. İki bölümden oluşan operanın ilk bölümü, güneşin zapt edilmesini, ikinci bölüm ise yerleşilen ülkedeki yaşamı irdelemiştir. Güneşe karşı Zafer Operası’nın üçüncü sahnesinde arka planda perde olarak Malevich’in siyah karesi yer almıştır. Güneşin tabutunu taşımakta olan cenaze görevlilerinin kostümlerinin üst bölümünde de siyah kare kullanılmıştır” (Öndin, 2019, s.162).

 

 

 

Görsel 1. Malevich

“Siyah Kare”, 1915, Tuval üzeri yağlı boya, 106 ×106 cm

Tretjakov Devlet Galerisi, Moskova

 

 

Görsel 2. Malevich

 “Cenaze Kaldırıcı”, 1913, Güneşe Karşı Zafer Operası için Tasarım

Kağıt üzeri kurşun kalem, 27 × 21 cm

St. Petersburg Devlet Tiyatro ve Müzik Müzesi. St Petersburg

 

Malevich’in opera için tasarladığı dekor ve kostümler ileride üreteceği pekçok suprematist yapıtlara temel teşkil etmiştir. Beyaz zemin üzerinde siyah kare yapıtı non-objektif duygunun temsil edildiği ilk biçimdir. Kare duyguyu, beyaz zemin ise, bu duygunun ilerisindeki boşluğu iifade etmektedir. Malevich, 1918 yılında ‘Beyaz Üzerine Beyaz Kare’ adlı çalışmasını yapmıştır. Bu çalışma süprematizmin saf biçimler ve sade renkler ile sağlanan uzaysal gerçeklik varlığını algılama isteğini temsil etmiştir. Beyaz renk, sanatçı için göğün ve uzayın rengi olmuştur.

Malevich, 1918’de beyaz zemin üstüne beyaz kare ve beyaz Haç’ı çalıştıktan sonra, resimde tek renklilik ve görünürlüğün kıyısındaki renk kaymalarını araştırmış ve bununla ilgili modern resmin aşamalarına ulaşmıştır.

 

 

Görsel 3. Malevich

“Beyaz Üzerine Beyaz Kare”, 1918, Modern Sanat Müzesi, New York

 

Yapıtta tek öğe, beyaz arka plan üzerinde yer alan, sınırları arka plandaki beyaz renkten zor ayırt edilebilen beyaz geometrik şeklidir. Yapıtta, hareketlilik duygusu yaratmaktadır. Yapıt, zengin doku ve ince fırça darbeleri ile beyazdaki küçük ton farklılıkları özgünlük sergilemektedir.

Malevich, 1915 yılında dikey bir dikdörtgen tuvalin üzerine siyah ve kırmızı kare yerleştirmiş ‘Sırt Çantalı Çocuğun Resimsel Gerçekliği’ Dört Boyutta Renk Kütleleri (1915) isimli çalışmasını gerçekleştirmiştir. Malevich’in bu yapıtı aynı zamanda dördüncü boyutun temsil edildiği bir yapıttır. Uzayın simgesi olan beyazın üzerine yerleştirilen kareler, dört boyutlu gerçeklikte geometrik inşaları göstermektedir. Karelerin vurgulamak istedikleri uzaydaki ağırsızlık ve uzay hareketleridir.

 

 

Görsel 4. Malevich

“’Sırt Çantalı Çocuğun Resimsel Gerçekliği’ Dört Boyutta Renk Kütleleri”, 1915, 71.1 × 44.4 cm, Modern Sanat Müzesi, New York

 

Malevich’in ‘Oduncu’ (1912) yapıtında ‘Yıkanan’ isimli eserinin temel çizgilerini, kıvrımlar içeren düzlemlere uyarlayıp zıt tonlar ile parlak renkler kullanarak belirgin hale getirdiği gözlenmektedir.

“Matisse ve Gaugain’in eserlerinden etkilenmiş ve dolaylı olarak ilkelcilik örneği sergilemektedir” (Lynton, 2015, s.51).

 

 

Görsel 5. Malevich

“Oduncu”, 1912, 94 × 71 cm, Amsterdam, Stedelijk Müzesi

Sanatçı bu yapıtında, yerleştirdiği düzlemlerin birbirleriyle zıtlık oluşturan ilişkilerini kullanmış, bu sayede hacim duygusu yaratılmıştır. Resimde karanlık ve aydınlık kısımlarının rastgele bir araya gelmeleri sonucunda dengeli bir biçimlendirme yöntemi oluşturulmamıştır. Leger’in bazı yapıtlarında da bu çözümsel kübizmin etkileri görülmektedir. Malevich’in “Moskova’da Bir İngiliz” (1913-1914) adlı çalışmasındaki figür ‘Oduncu’ resmindeki gibi çalışılmış, ancak yanan bir mum, merdiven, balık, kılıç, süngüler, kilise gibi birbiriyle alakasız betimlemeler kullanılmıştır.

 

 

Görsel 6. “Malevich, Moskova’da Bir İngiliz”

1913-1914, Tuval üzerine yağlı boya, 88 × 57 cm

 

Sanatçı, İngiliz’i tek olarak göstermemiştir. Resmin üst kısmında yer alan kırmızı kaşık, ilk başta tuvale yapıştırılan tahta bir kaşığın yerine konulmuştur. Malevich, bu dönemdeki bazı çalışmalarında yapıtlarında kolaj tekniğinden yaralanmıştır. Malevich, dinsel olmamakla beraber teknoloji dünyasına eleştiren tutumlar sergilemiştir. Mondrian da sanatın soyut biçimlerin dinamik ilişkiler kurması ile saf bir güzellik oluşturabilmesi için rastgele olan doğal görüntülerin ötesine uzanması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu görüş, Yunanlıların yetkinliğe ulaşabilmeleri için doğayı aşmaları gerekliliğini savunan bir öğretinin devamı olarak görülmüştür.

“Malevich’in süprematizm adını verdiği sanat biçimlemesinin amacı, resim sanatını, obje görüntüsü biçimlemesinden kurtarmak için soyut geometrik biçimleri yalın olarak resme sokmaktı” (Turani, 2013, s.443).

Malevich ve Mondrian’ın savunduğu düşünceler Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’ndan sonraki dönemlerde Batı dünyasının etkilenmiş olduğu Doğu gizemliliğinin izlerini göstermiştir. Görünüşte Malevich ve Mondrian’ ın sanatına benzemeyen Kandinsky’nin de sanatı aynı esasa dayanmıştır. Bu sanatçılar, teozofi ile ilgilenmişlerdir. Malevich’in “Beyaz Üzerine Büyük Haç” yapıtı kırmızı bir dikdörtgen üzerinde bulunan siyah bir dikdörtgen bir haç oluşturmuştur.

 

Görsel 7. Malevich, “Beyaz Üzerine Büyük Haç”, 1921

88 × 70 cm, Stedelijk Müzesi

 

İki dikdörtgenin üzerlerinde kalın bir boya tabakası oluşmaktadır. Sanatçı, direkt olarak hıristiyanlıkla ilgili bir yapıt üretmek istemese bile sanatı, gizemli bir ruh taşımaktadır. Malevıch’ in görsel olarak biçim vermek istediği şey, fizikötesi dünya olup nesnellik dışı duygu üretmek ile ilgili olmuştur. Malevich 1935’te vefat ettiği zaman, Leningrad Sanatçılar Birliği tarafından tabutunun üzerine siyah kare yapıtının bir örneği konulmuştur. Mezarı başına beyaz üzerinde siyah kare olan bir mezar taşı yerleştirilmiştir.

SONUÇ

Malevich, sanat tarihi akımlarına yepyeni bir boyut ve yeni bir duygu algısı getirmiştir. Geometriye dayalı, aynı zamanda supremaya ulaşmaya çalışan yeni akımda nesne terk edilmiştir. Saf sanat duygusunun en üst boyutta algılandığı bu akımda Malevich, içeriksiz bir sanatı öne sürmüştür. Nesnelerin dışlanması ve saf sanat anlayışının en üst noktaya ulaştığı bu akımın, sanat tarihinde önemli yeri vardır. Modern sanatçılar, Malevich’ in yolundan gitmişlerdir. Malevich, insan varoluşunun amacı ve anlamı olması gerektiğine inanmış, isteklerin son bulmuş olduğu bir dünyada insanın ancak özgürleşebileceğini savunmuştur. Resimde nesneleri tamamen soyutlayan ve geometrik bir öge olan kareyi resme katarak geometriye dayalı bir anlayışı ortaya koyan Malevich, Albert Camus’un varoluşçu felsefesine resimlerinde vurgu yapmıştır. Malevich, özgürlüğü, isteklerden arınmaya ve her türlü anlam anlayışının da ötesine geçmekte bulmuştur. Malevich, nesneler dünyasından kurtulmanın sembolü olarak ‘sıfır-biçim’ terimini kullanmıştır. ‘Sıfır- biçim’, Malevich’e göre, sadece sanat adına değil, insanlık için de kurtuluş simgesi olmuştur. Sıfır- biçim, insanlığın tarihinde oluşacak olan yeni bir çağda her türlü bencillik ve çıkarın ötesinde, insanların mutlu olabileceği yeni bir çağı işaret etmiştir. Malevich, bu yeniçağı, “Süprematizm Nesnesiz Dünya” çağı olarak adlandırmıştır. Bu çağ, yaratıcılığın nesneler dünyasından ayrılmasının çağı olmuştur. “Hiçlik” denilen şey, nesnelerin boyunduruğundan kurtulmak, özgürleşmek anlamını taşımaktadır ve evrensel oluşumlara açılma özgürlüğünü ifade etmektedir.

Malevich, avangard bir sanat hareketini gerçekleştirmiş ve bu hareket onun insan ve sanat için bulmuş olduğu özgürleştirici hareket olmuştur. Malevich sanatsal yaratımında geleneksel realizmden kurtulmuştur. Malevich’in saf geometrik ilişkilerde olması, kendi sanatsal evrimi ile ilgili olarak gerçekleştirilmiştir. Malevich, sanatsal gelişiminin başlangıcında kübizmin özgürleştireci, yaratıcı biçimlerinden etkilenmiş, yarı soyutlama denilen kübizmden saf soyutlamaya, süprematik dünyaya geçmiştir. Tüm içeriklerden arınma ve üst bir gerçekliğe doğru giden sanatsal anlatımın kabul edilmesi yoluyla, sanatın olanaklılığını sorgulamış olması bir zorunluluk olmuştur. Malevich, nesnenin iç dinamiğini sanatsal yaratıcılığa taşıyamamış ve devinimin sonsuzluğuna ulaşamamış bir sanatın başarısız olacağını ifade etmiştir. Süprematist sanat, sonsuzluğu ve soyutluğu gerçekleştirmiş olmuştur. Süprematizm, sanatçıya özgürlüğü sunan bir akım olmuştur.

KAYNAKÇA

Brit, D. (1992). Modern Art Impressionism to Modernism. Thames and Hudson.

Gombrich, E. H. (2009). Sanatın Öyküsü. (Erol Erduran & Ömer Erduran, Çev.) Remzi Kitabevi.

İpşiroğlu, N. M. (2011). Sanatta Devrim. Hayalperest Yayınevi.

Lynton, N. (2015). Modern Sanatın Öyküsü. (Cevat Çapan & Sadi Öziş, Çev.) Remzi Kitabevi.

Öndin, N. (2019). Modern Sanat. Hayalperest Yayınevi.

Thompson, J. (2014). Modern Resim Nasıl Okunur. (Firdevs Candil Çulcu, Çev.) Hayalperest Yayınevi.

Tunalı, İ. (2008). Felsefenin Işığında Modern Resim. Remzi Kitabevi.

Turani, A. (2013). Dünya Sanat Tarihi. Remzi Kitabevi.

 

Görsel Kaynaklar

Görsel 1. Malevich, Siyah Kare, 1915. https://www.dipnotsanat.com/resim/kazimir-malevich-ve-sifir-bicim-kazimir-malevich-and-zero-form/, Erişim tarihi: 25.07.2020

Görsel 2. Malevich, Cenaze Kaldırıcı, 1913. https://www.dipnotsanat.com/resim/kazimir-malevich-ve-sifir-bicim-kazimir-malevich-and-zero-form/, Erişim tarihi: 25.07.2020

Görsel 3. Malevich, Beyaz Üzerine Beyaz Kare, 1918. https://www.sanatabasla.com/2018/07/beyaz-uzerine-beyaz-white-on-white-malevich/, Erişim tarihi: 31.07.2018

Görsel 4. Malevich, Sırt Çantalı Çocuğun Resimsel Gerçekliği, Dört Boyutta Renk Kütleleri, 1915. http://itudergi.itu.edu.tr/index.php/itudergisi_b/article/viewFile/1095/1084, Erişim tarihi: 12.2019

Görsel 5. Malevich, Oduncu, 1912. https://www.dipnotsanat.com/resim/kazimir-malevich-ve-sifir-bicim-kazimir-malevich-and-zero-form/, Erişim tarihi: 25.07.2020

Görsel 6. Malevich, Moskova’da Bir İngiliz, 1913-1914. https://www.dipnotsanat.com/resim/kazimir-malevich-ve-sifir-bicim-kazimir-malevich-and-zero-form/, Erişim tarihi: 25.07.2020

Görsel 7. Malevich, Beyaz Üzerine Büyük Haç, 1921. https://www.dipnotsanat.com/resim/kazimir-malevich-ve-sifir-bicim-kazimir-malevich-and-zero-form/, Erişim tarihi: 25.07.2020

 

[1] Brit, D. (1992). Modern Art Impressionism to Modernism. Thames and Hudson, London

The following two tabs change content below.

IŞIL SAVAŞER

Sanatçı İstanbul’da doğdu. Beşiktaş Anadolu Lisesi mezunudur. İstanbul Üniversitesiİnsan Biyolojisi – Biyokimya bölümünü bitirdi. Mimar Sinan Üniversitesi Plastik Sanatlar Resim bölümünden Prof. Dr. Cihat Aral sonra Doç. Dr. Yiğit Aral atölyesinde uzun yıllar çalıştı. Klasik resim eğitimi ile birlikte resim sanatı tarihi dersleri almıştır. Yeditepe Üniversitesi G.S.F Yüksek Lisansını tezini başarıyla tamamlamıştır. Yeditepe Üniversitesi'nde Doktora tezini yüksek onur derecesiyle ve birincilikle bitirmiştir. Türkiye Ressamlar Derneği üyesidir. Sanatçı Lebriz.com üyesidir. UNESCO üyesidir. İngilizce bilmektedir. Dr. Öğretim Üyesidir. Medipol Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık fakültesinde öğretim üyeliği yapmaktadır. Kavramsal Sanat & Enstalasyon ve Yaratıcı Çizim & İllustrasyon derslerini vermektedir. Plastik çalışmalarının yanı sıra sanat yazarlığı ve sanat eleştirmenliği yapmaktadır. Çeşitli uluslararası internet sitelerinde ve bazı basılı sanat yayınlarında makaleleri yayınlanmaktadır.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.