Tuğba Renkçi Taştan

Okuyucularımıza kendinizden, sanatsal süreçlerinizden bahseder misiniz?

Öncelikle merhabalar.

1987 yılında Nevşehir’de doğdum, zanaatkar bir ailede büyüdüm. Sanatsal sürecim yaşamımın ilk dönemlerine, çocukluğuma dayanıyor. 4-5 yaşlarında resim yapmaya başladığımı söyleyebilirim. Babam ve merhum amcam gençlik yıllarında duvar ve tabela boyarlar, geleneksel tekniklerle tabelacılık mesleğini icra ederlerdi. Hala çok net hatırlarım; henüz küçük bir kız çocuğu iken, babam işten eve elleri boya olmuş halde gelir ve ellerini tinerle temizlerdi. Babamın atölyesine gittiğimde fırçalarla, boyalarla ve çeşitli malzemelerle kaplı o dağınık ve işleyen mekânın enerjisi beni çok etkilerdi ve büyüleyici biçimde içine çekerdi. İlkokul öğrencisi iken, resim dersi ise en sevdiğim ders olmuştur. Gelmesini iple çektiğim, her zaman rahatlatıcı ve keyif verici derslerdi. Sanırım bunlar beni sanata yönelten faktörlerin başında geliyor.

O dönemden beri resme hep bir merak vardı. Bu durum eğitim sürecimdeki tercihlerimi de etkiledi. Liseye geldiğimde de tercihim, sanat ve tasarım eğitimi almaktan yana oldu. Sanat eğitimime ilk adımı attığım bu süreçte bana sanatı sevdiren, yardımını, desteğini hiç esirgemeyen ve her zaman bana cesaret veren yaşamıma dokunmuş olan ve maalesef şu an hayatta olmayan çok kıymetli Fatmagül Sevi hocamı buradan bir kez daha minnetle anmak isterim.

2009 yılında Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliğinden mezun oldum. Aynı yıl, eğitimime İngiltere’de devam ettim. 2011 yılında University For The Creative Arts, Master of Arts (MA)’da yüksek lisans eğitimimi tamamladım. İki yıl İngiltere’de yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndüm ve Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde Sanatta Yeterlik programına başladım. 2018 yılında da “Türkiye’de Çağdaş Sanatta Yerleştirme (Enstalasyon) ve Kültür” konulu tez konumu tamamlayarak mezun oldum. 2013 yılının başından 2018 yılının sonuna kadar Araştırma Görevlisi olarak, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sanat Bölümü’nde çalışmalarımı sürdürdüm. Halen, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum.

Sanatsal üslubunuz ve tekniğiniz hakkında bilgi verir misiniz?

Üretim sürecinde resmi oluşturacak parçaları belirleyerek, onları tuval veya yüzey üzerinde nasıl yerleştirmemle başlar her şey. Çünkü yüzeyde neyi nereye koyacağını bilmek çok önemli. Kompozisyonu oluştururken neyi nereye koyacağını bilmek resimsel yüzeyi her anlamda çözümlemeye de yardım ediyor. Çalışmalarımın farkı; sanat dışı nesnelerden kolajlar yaparak elde ettiğim dokular (bu dokuları kalp, karga ve yer yer kamufle edilmiş el yazım ve notları da birleştirerek, bu dünyadan farklı belki de bilinç altımda yer edinmiş bana özgü yeni bir dünya oluşturuyorum), kullandığım renkler (kendi duygularımı ifade etmemin bir temsilini oluştururlar) ve kompozisyonal yüzey (resim düzleminde yer alan her bir imge, resme ilişkin bir takım ip uçlarını içinde barındırır) olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca, nesnede sınır tanımam. Herhangi bir yerde karşıma çıkan herhangi bir nesne üretimlerimin bir parçası haline gelebilir. Günlük hayatta karşılaştığım, sanatsal üretimlerime ilham olabilecek her türlü sanat dışı nesneyi de sanatıma dahil ederek bunları birbiri ile kurgularım.

Belli kalıplar içinde çalışmalarımı oluşturmak yerine sanatta özerkliği ve deneyselliği benimseyerek üretiyorum. Spesifik bir teknik yerine, birden fazla tekniği bir arada kullanmayı tercih ederim. Bu durum beni sanatsal anlamda daha özgür kılıyor. Dolayısıyla üretim süreci hem malzeme hem teknik özellikler doğrultusunda kendi resimsel tarzım etrafında biçimlenir. Böylece üretim ve malzeme de spesifik olanı benimsemek yerine, bu şekilde kısıtlayıcı bir duruma yer vermeden daha özgür bir şekilde çalışabiliyorum.

Sanat yaşamınızda etkili olan akımlar ve sanatçılar kimlerdir?

Çalışmalarıma kolajları uygularken, yapıtlarını yakından görme ve inceleme şansına sahip olduğum George Braque, Picasso ve diğer kübist sanatçılarının çalışmaları, Kurt Schwitters‘ın kolaj-resimleri, Robert Rauschenberg’in Combine Painting’lerini ve William De Kooning’in fırça vuruşları ve Gerard Richter’in soyut resimlerinden etkilendiğimi söyleyebilirim. Ayrıca Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çalışırken hem asistanlığını yaptığım hem de atölyede birlikte çalışma fırsatı bulduğum sevgili hocam Yusuf Taktak’ın çalışmalarından da faydalanıyorum. Kendisinden öğrendiklerim sanat yaşamım boyunca bana ışık tuttu ve halen de istifade etmekteyim. Devamlı okumanın, araştırmanın, denemenin, uygulamanın, bakmanın, görmenin ve gezmenin verdiği belli bir bilgi birikimi var tabii ki.. Burada şunu belirtmekte fayda var; teknik anlamda karşıma çıkan çok sıradan bir nesne de beni etkileyebilir, ilham verebilir. Veya bir şiir, bir imaj, bir olay vs… Etkilenimler, değişkendir ve çeşitlilik gösterebilir.

Sanat tarihine yön veren akımların her birinden farklı şeyler öğreniriz. Sanatsal tarzım ve üretimlerimde bana ilham veren belli akımlardan faydalanarak kendi içsel dünyamı özgün bir tarzda oluşturuyorum. Dolayısıyla üretimlerim daha çok; soyut, soyutlama, dışavurumculuk, sürrealizm ve kullandığım atık malzemelerden ve renklerden ötürü pop sanat etkisi etrafında biçimlenmekte. Şöyle ki; Kübizm ve kolaj, Soyut Sanat ve yapıtın kendinden başka hiçbir şeye referans vermemesi, Soyut Dışavurumculuk’un duygu aktarımında içsel olanın dışsal yorumu ve renk alanı resmi, Pop Art ve tüketim kültürü, Sürrealist imgeler ve otomatizm gibi.

Sanatçı sizce tek bir akım üzerinden eser üreterek mi yoksa bunları iç içe kullanarak mı gelişim gösterebilir?

Sanatsal alanda belli bir noktaya gelmiş ve belli bir tarzı yakalamış olan sanatçı, sanat akımları ve yapıtları kendi sanat anlayışına göre harmanlayıp, geliştirip, yorumlayıp ele alabilir. Bu, tamamen sanatsal üretimlerde veya yapılacak projede ortaya konmak istenen işe bağlı bir durumdur. Her sanatçının ilham aldığı akım/akımlar birbirinden farklı olabilir. Ya da sanatçı birden fazla akımdan etkilenip bunları bir arada iç içe kullanarak kendine özgü yeni bir yorumda geliştirebilir. Belli bir akıma bağlı kalmak, bazı durumlarda sanatçı ve üretimleri için sınırlayıcı durumlara yol açabilir. Sınırlayıcı olmak da sanatsal özerklik ve yaratıcılığı olumsuz etkiler. Tek bir akıma bağlı kalıp yaratıcılığı bu şekilde sınırlandırmaktansa, birden fazla akımı ve tekniği bir arada denemek ve sanatımı bu şekilde ifade etmek benim öncelikli tercihimdir.

Eserlerinizin üretim sürecinde ilham kaynaklarınız nelerdir?

“Alışkanlıklarım ve çevreden gördüğüm etkilenimlerim”, benim öncelikli ilhamım ve üretmeme teşvik eden en önemli faktör.

Biraz daha açacak olursak; sanatsal üretim öncesi veya esnasında, çevremde gördüğüm herhangi bir şeyden ilham alır, etkilenir ve o şeyi sanatıma nasıl uyarlayacağımı hakkında düşünür ve fikir edinirim. Bunun bir uzantısı olarak da, bir ağaç, bir kuş, bir film, bir şarkı, bir anı, bir görsel, bir kitap, bir cümle, hatta bir kelime, bir nesne, atık malzemeler çer çöp ne olursa sanatsal üretimlerime birer kaynak oluşturabilir. İnsana, yaşama ve doğaya ilişkin her şeyden ilham almak mümkün benim için. Bunun daha çok içsel bir durum olduğunu söyleyebiliriz.

Tuğba Renkci Taştan | instagram

 

Nazlı Işık | instagram |   web site

The following two tabs change content below.
1992 Ankara doğumlu Nazlı Işık" Yeni Nesil Sanat" topluluğu sanatçılarındandır. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği bölümünden 2014 yılında mezun olan Nazlı Işık, 2018 yılında İstanbul Arel Üniversitesi Grafik Tasarımı bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır. Yurt içi, yurt dışında karma sergi ve fuarlarda yer alan sanatçı, eser çalışmalarına Ankara’ da atölyesinde devam etmektedir. Nevart Sanat ve Tasarım Akademisi’ nde eğitim koordinatörlüğünün yanı sıra Geleneksel Kuyumculuk Yöntemleri üzerine Ahumay Sanatevi’ nde eğitimi sonrasında çalışmalarına devam etmektedir.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.