Kadir ŞİŞGİNOĞLU Kent Kültür Vitrini Müzeler

         KENT KÜLTÜRÜNÜN VİTRİNİ OLARAK  MÜZELER

          Kadir ŞİŞGİNOĞLU *

Kentler; kendini yaratan insanın kentle  iletişimi ve etkileşimi  sonucu sürekli olarak gelişir  ve  değişirler. Bu  değişimin kentlerin kuruluşundan itibaren oluşmaya  başlamış kültürel  birikimlerine, kent dokusuna uygun, bunların oluşturduğu kent bütünlüğüne zarar vermeyecek şekilde olması  önemlidir. Kentsel yaşam ve kent kültürü için temel ölçü “insani ve sürdürülebilir” olmasıdır. Bu nedenle kentlerde yaşayanların en önemli sorumluluğu kent kimliği, kent dokusu, kent  kültürünün somut ve somut olmayan kültür mirasını  çeşitli etkenlerin neden olabileceği en az kayıpla gelecek kuşaklara  aktarmaktır. Bu durum kentlerin gündemine “ kültürel  mirasın korunması” problemini taşımıştır.

Kültür varlıklarının ve eski eserlerin korunması öncelikle  bireysel olarak  kazanılması gereken yüksek bir  bilinçtir. Bireysel kazanımlar toplumsal bilince dönüştüğünde kurumların koruma anlamında yükleri azalır. Koruma bilgi ister. Bilgi duyarlılığı geliştirir.  “Bilgisiz toplumlar cahil, ama; duyarsız toplumlar barbar” olurlar . Kültürel mirasın korunması, fiziksel ve kültürel çevre gibi pek çok farklı disiplinin birlikte çalışmasını gerekli kılan bir konudur. Kent kültürünün geleceğe  taşınması açısından temel sorunlardan biri koruma ise, diğeri de; kent kültürünün geliştirilmesidir. Taşınabilir kültürel  mirasın korunması ve  geliştirilmesinde en etkili  kurumlar müzelerdir. Metin Sözen’e göre  “kültür mirası bir kimlik mirasıdır; müzeler ise en güçlü anlatıcılarıdır”.

Müzeler, geçmiş ile geleceği bugün’de  buluşturan kültür köprüleridir . Klasik müzelerin  temel işlevi ‘koruma’dır. Müzeler sahip oldukları  koleksiyonları insanın ve çevresel etkilerin neden olabileceği zararlardan korumak için  gerekli  koruma önlemlerini alır. Diğer taraftan taşınmaz kültür mirası sayılan kent dokusunun, tarihi ve   anıt yapıların,  kent kültürünün korunabilmesi için de bir koruma  felsefesi  oluşturarak kendisi de  bir kültür  mirası olan kentin  özgün yapısının  gelecek  kuşaklara aktarılmasında  rol üstlenir. Müzelerin  kültürel  mirasın  korunmasındaki  temel  rolü  kültürel  mirası insanla buluşturup koruma yükünü insanla paylaşmasıdır. Gördüğü geçmişe ait otantik bir nesneyi saygı ile inceleyen insan, gelecek kuşakların beklentisini ağır bir sorumlulukla üzerinde hisseder. Algılarını zihinsel süreçlerinden geçirerek yeni bir imge yaratmanın savaşını verir

Müzeler bugünün talepleri ile  geleceğin getirdiği kısıtlamalar arasında çelişkiler yaşamaktadır. Bunun çözümünü ilk keşfeden mimari olmuştur. Eski tarihi yapıları restorasyonla hayatın içine katmış, uzlaştırmacı eğilimle iç duvarları, heykel kaidelerini, vitrin ve aydınlatma sistemlerini insanla barıştırmıştır. Sonrasında ise müzeler,  eğitim ve eğlence işlevini keşfederek insanı içine almıştır. Batılı ülkelerde müzelerin 1950’ li yıllardan  itibaren eğitim, eğlence hatta kentlerin prestijini artırmaya  dönük projeleri uygulamaya başlaması ile kar marjı çok yüksek olmayan yeni bir endüstrinin doğmasına neden olmuştur. Günümüzde  Batılı ülkelerde bulunan bazı müzeler hiçbir orijinal eser barındırmadığı halde her türlü insanın eğlence ihtiyacını karşılayacak programlar yapabilmektedir . Günümüzde küreselleşmenin etkisi ile  yeni  bir endüstri alanı haline  gelen müzecilik kentsel -kültürel  mirası korumanın yanında koleksiyonu ile kent insanının kültürel kimliğini geliştirirken, ikonik görünümleriyle kentin markalaşmasına katkıda bulunmaktadır. Batı’da 1990’ların basında, güçlü bir kent imajı oluşturarak kenti marka yapmak” tutumunun bir  parçası olarak 1990’ ların sonunda müze  tasarımları kentin markalaşması  sürecinde çağdaş mimarinin önemli problemlerinden biri olmuştur.

Kentler; mimariden yüzyıllardır olduğu gibi bugün de yararlanmaktadırlar. Kentler; rekabet ortamında kendilerini diğerlerinden ayırt etmek için, “ayırt edilebilir bir işaret sistemi” olarak, ayırt edilebilir “ikonik” yapılar inşa etmektedirler. Yaratıcılığı sergileme öz değerini yansıtmak için kendileri de birer sanat eserine dönüşen, kültür ve sanat etkinlikleri için kullanılabilecek, kültür ve sanat merkezleri, müzeler, konferans ve tiyatro salonları ortaya çıkmaktadır. Örneklerin en çarpıcısı olarak Frank Gehry “imzalı” Bilbao, Guggenheim Müzesi’ni gösterilebilir. Guggenheim’ın Bilbao kentine kazandırdıkları diğer kentler için bir örnek oluşturmuştur.Kent  kültürünün vitrini konumunda olan  müzeler kent insanının kültürel bilincini  yükseltirken o kenti görmek isteyenler için çekici bir  etki yaratır. Günümüz  müzeciliği Zeus’un kızları esin perilerine  (Mousa’lara)   adanmış kutsal  tapınak formundan uzaklaşmış,   kent-müze toplum ilişkisinin çok boyutlu yaşandığı  kültürel  mekanlar haline  gelmiştir. Kentlerde müzelerin sayılarının fazlalılığı kent kültürünün  canlılığının, kültürel mirasın  iyi  korunduğunun  işaretidir. Bir kentte müzeler ne kadar fazla ise o kent insanının kültür bilinci  ve kültürel mirası koruma refleksi o kadar gelişmiş demektir.

Çağdaş Müzecilik Anlayışı pazarlama, halkla ilişkiler ve reklâmcılığı kapsayan yeni alanlara vurgu yapar. Denilebilir ki, müzelerin bu yeni vasıfları, postmodern müzenin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Postmodern müzecilik, müzeyi milli ideoloji ve toplumsal hafızanın gelecek kuşaklara aktarıldığı, kutsal ve muhafazakâr mekân olarak tanımlayan modern müzecilik anlayışının tam tersini simgeler. Öte yandan, bu yeni görünüm, 21. yüzyıl tüketim toplumunun müzelere yansıması olarak da değerlendirilebilir . Andy Warhol’un  “Bir gün bütün büyük mağazalar müze, bütün büyük müzeler de mağaza olacak.” sözü tam da  bu gerçeğin altını çizmektedir.

*Müze Yazarı-Müze Küratörü

 

 

 

 

 

 

The following two tabs change content below.

Kadir Şişginoğlu

KADİR ŞİŞGİNOĞLU 1962 yılında Sungurlu'da doğdu. 1983 yılında Gazi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 12 yıl resim-iş öğretmenliğinden sonra 1995 yılında KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Resim Bölümüne Öğretim Görevlisi olarak atandı.2000 yılında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Halen üniversitedeki görevine devam etmektedir. 29 kişisel sergi açtı, 500 kadar grup, yarışmalı ve karma sergilere katıldı. Ulusal düzeyde katıldığı yarışmalardan altı ödül kazandı. 2012 yılında GÖRSED (Görsel Sanat Eğitimcileri Derneği) tarafından "yılın sanat eğitimcisi" ödülü verildi. Yurt dışı , yurt içinde bazı resmi - özel koleksiyonlarda eserleri yer aldı. On altısı uluslararası , otuz sanat çalıştayına davet edildi. Ulusal sanat projelerinde yer aldı. Yirmi iki ülkede beş yüzün üzerinde müze ve müze eğitim programlarını inceledi. Türkiye’de on bir ayrı kentte ve KKTC Gazimağusa’da Kent Kültürü ve Müzeler , Müze Kültürü konulu toplam yirmi yedi konferansa çağrıldı. Yayınlanmış şiir, öykü, deneme , sanat yazıları ile "Müze Kültürü ve Eğitimi" isimli bir kitabı bulunmaktadır.2015 sanatta 30. yılı nedeniyle hakkında Kıyı yayınlarınca “Dost Elinden Dost Dilinden Kadir ŞİŞGİNOĞLU” isimli bir kitap yayınlanmıştır. BRHD, GÖRSED ,ANKÜSAD Dernekleri ile SANATIM dergisi yayın kurulu üyesidir.
BU SAYFAYI PAYLAŞ

.